1 mayıs açıklamalar adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya bağcılar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa belçika belgesel beşiktaş beykoz boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri çağlayan çanakkale çayan çayan mahallesi çekmece çerkezköy dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler FOSEM Fransa galatasaray gazi Gebze gençlik gerilla giresun gözaltı grup yorum gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet Hacıahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda Isparta idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere İngiltere istanbul isveç isviçre İsviçre işçi meclisi italya izmir kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kınık kıraç kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba küçükçekmece kültür sanat kütahya lubnan malatya maltepe Maraş mardin Mektuplarımızla Tecriti Kıralım mersin muğla Muharrem Karataş munzur nurtepe okmeydanı ortaköy ömürtepe örnektepe piknik Polonya radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma Sevgi Erdoğan Vefa Evi siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler şiir şiirler şişli taksim tavır dergisi TAYAD tekirdağ tiyatro Tokat trabzon tuzla türkiye UTMP videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi Zürich

TAYAD’lı Aileler 7 Mayıs’ta Hasta Tutsaklara Özgürlük Sürgün Sevk İşkencesine Son Kurultayı Gerçekleştirdi

TAYAD’lı Ailelerin 7 Mayıs’ta düzenlediği “Hasta Tutsaklara Özgürlük, Sürgün Sevk

İşkencesine Son, Aile Meclislerinde Birleşelim Adalet İsteyelim” kurultayı saat 11’de başladı.

Kurultaya toplamda 250 kişi katıldı. Doğan Karataştan yaptığı açılış konuşmasında

TAYAD’ın 12 Eylül karanlığından işkencelerinden baskılarından çıkıp gelen TAYAD’lı anne

babaları selamlaması ardından TAYAD’ın faşizmin saldırılarının karşısında bir zorunluluk

olarak kurulduğunu, devrimci tutsakların her zaman yanında olduklarını “önce kendilerini

sonra düşüncelerini sahiplendiklerini” bundan sonra da bu vefa duygusu ve mücadele azmiyle devam edeceklerini dile getirdi.

Sonrasında İzmir Kırıklar 2 No’lu F Tipi Hapishanesinden özgür tutsakların yazdığı

mektup okundu.

Kurultayda söz alan ölüm orucu gazisi İleri Kızılaltun, hasta tutsaklar sorununun

sadece hasta tutsakların sorunu olmadığını bu durumun politik bir sorun olduğunu

emperyalizmin hapishanelere yüklediği misyon halkı teslim alma misyonudur halkın

mücadelesini engelleme misyonudur. Buna karşı da devrimci tutsaklar her şeye rağmen

mücadele yolunu seçer, biz bu mücadeleyi şehitlerimizden öğreniyoruz, bu geleneği bugün

her şeye rağmen sürdürüyoruz.

Kurultayın ilk oturumu hasta tutsak Hasan Karapınar tarafından açıldı. Konuşmasında;

hasta tutsaklar sorunu tecrit politikasının bir parçasıdır ondan ayrı düşünülemez, tecrit

politikasının tutsakları fiziki koşullardan kaynaklı hızla hastalıklı hale getirmektedir, bunun

için tecrite karşı mücadelenin zorunluluk olduğunu söylemiştir.

Hemen ardından söz alan Fahrettin Keskin, oğlu Ufuk Keskin’in diyabet ve Çölyak hastası

olduğunu bu iki hastalığın beslenme açısından birbirine zorluk oluşturduğunu, başka bir

muayenede Behçet hastalığına da yakalandığını buna ilişkin de tedavi gördüğü daha sonra

bunun yanlış bir teşhis olduğunu Behçet hastalığı nedeniyle kullandığı ilaçlar yüzünden zarar

gördüğünü anlattı.

Bu oturumda söz alan Aysu Baykal, bir hasta tutsağın hapishanedeyken hastaneye gidip

tedavi olmasının mümkün olmadığını, keyfi aramaların, haftada bir kez gelen doktorun,

kaybolan dilekçelerin, şayet hastaneye gidilebilmişse doktor odasında hasta doktor

mahremiyetini ihlal eden askerin gardiyanın ve nihayetinde tedavi olamadan geri dönen

tutsağın sürecini çarpıcı örneklerle anlattı. Bu durumun hastaları katletmenin bilinçli bir tercih olduğunu, iktidarın, hapishane idaresinin tutsakların tedavisini keyfi olarak engellediğini Erkan Yıldırım konuşmasında “Kardeşim Gökhan Yıldırım, 256 gün boyunca hasta tutsakların tedavisinin yapılması için bedenini açlığa yatırdı. Bugün ülkemizde hasta tutsaklar

sorunu ölüm orucu yapacak kadar önemli bir sorun haline gelmiştir. Kardeşim Gökhan, Sibel

ve İleri hasta tutsaklar sorununu kamuoyunun gündemine sokmuştur. Başta Gökhan’ı

kardeşim diye sahipleniyordum sonra düşüncelerinin haklılığını ve uğradığı haksızlığı

anladım ve bu mücadele etmemde güç oldu. Hastane önlerinde, yürüyüşlerde, oturma

eylemlerinde Gökhan’ın arkadaşlarıyla yoldaşlarıyla direndik ve ölüm orucunu zafere taşıdık.

Bundan sonra da mücadele etmeliyiz, devrimci tutsakları hasta tutsakları yalnız

bırakmamalıyız, örgütlenmeliyiz. Mücadele edersek kazanırız, buna inanıyorum.” dedi.

Halkın sağlıkçısı Meryem Özsöğüt, hapishanelerde 1605 hasta tutsağın olduğunu bunun

604’ünün ağır hasta tutsak olduğunu söyledi. Son bir yılda 22 tutsağın hapishanelerde

katledildiğini ama bu sayının daha fazla olduğunu belirtti. Bunun nedeni de hapishanelerin ve

hapishanelerdeki uygulamaların tutsakları hasta edecek şekilde tasarlanması olarak ekledi.

Avukat Doğa İncesu, “İnfaz Yasasının 16 maddesine göre tahliye olması gereken birçok

hasta tutsak AKP’nin siyasi bir kurumuna dönüşen ATK yüzünden ölüme mahkûm ediliyor”

dedi. Hasta tutsaklara özgürlük oturumu bu konuşmalarla sonlandırıldı.

Şişli Belediyesi önünde direnen Turan Aktaş kurultayda söz aldı. “Direniş sürecinde

bana güç veren, moral veren en önemli şeyin hapishanedeki özgür tutsakların mektuplarıydı.

Ben büyük aileyle tanıştıktan sonra gerçek anlamda direnmeye ve ondan sonra Muammer

Keskin’in direnişten rahatsız olduğunu gördüm. Direnişi zafere kadar sürdüreceğiz, bunda

kararlıyım.” dedi.

İkinci oturum Naime Kara’nın konuşmasıyla başladı. Sürgün sevkleri, oğlu özgür

tutsak Fikret Kara üzerinden anlattı, hapishane hapishane dolaştırılan tutsaklar gittikleri her

hapishanede ayrı bir uygulamaya tabi tutulduklarını, onursuz çıplak aramadan geçirildiklerini,

F Tipi Hapishanelerde bir avuç gökyüzü olan havalandırmaların, demir parmaklıklarla

kapatıldıklarını, bunu tutsakların kabul etmeyip kırdıklarında oğlu Fikret Kara’nın işkencede

kaburgalarının kırıldığını, başka örneklerle de anlattı.

Oturumda söz alan Emrah Yayla, önce tutsaklığın ne olduğunu sonra da tecrit politikalarını

sürgünlerin hapishanede kurulan örgütlü birlikte yaşama saldırı olduğunu, sürekli sürgünlerin

bir işkence haline getirildiğini ifade etti.

Bu oturumda söz alan Halkın Hukuk Bürosu avukatı Seda Şaraldı, Y ve S Tipi hapishanelerini

Ayberk Demirdöven’in hapishaneden gönderdiği mektup ve çizim üzerinden hukuki statüsünü de belirterek açıkladı. Y Tipi, S Tipi ve Yüksek Güvenlikli hapishanelerin F tipi gerçeğinde başarılamayan tecrit ve izolasyon politikalarını bu işkencehanelerde başarmayı faşizmin deneyeceğini, bunun işkence ve suç olduğunu belirtti.

Lerzan Caner Conde ev hapsinde olması nedeniyle kurultaya gönderdiği mesajda “1,5 yıl

tutuklu kaldığını, bu 1,5 yılda 3 kere sürgün edildiğini. Tutsaklar sürgün edilirken kendilerine

haber verilmediğini, kendilerine bir eşya gibi davranıldığını. Fakat eşyalarının bile kendilerine

verilmediğini, her seferinde bir şeylerinin kayıp olduğunu, her gittikleri hapishanede yeniden

bir düzen kurmaları gerektiği, bu sürecin bir işkenceye dönüştürüldüğünü” ifade etti.

Bu oturumun bitiş konuşmasını yapan Naime Kara “evlatlarına para yatırdığı için tutuklanan

Tayad’lı Ailelerin, 9’u hala tutuklu, evlatlarımıza sahip çıkmak suç değildir. Biz evlatlarımıza

gönderdiğimiz kıt kanaat harçlıkları devletin verdiği hesaptan, devletin postanesinden

hapishanelere yatırıyoruz. Paraları bakanlık kullanıyor onların kasasına gidiyor. Böyle suç

olamaz, hapishanede her şey parayla satın alınıyor. Biz evlatlarımıza sahip çıkmaya devam

edeceğiz, onları yalnız bırakmayacağız” dedi.

3 oturum “Adalet isteyen ailelerin konuşmasıyla devam etti. Oturumun başında söz

alan Hasan Basri Yıldız, “Faşizm devlet araçlarıyla halkın üzerinde baskı kurmaktır” diyerek

oturuma başladı. Faşizm 85 milyonluk yeni sömürge bir ülkede iktidarı sürdürmek için

gözaltı, tutuklama, işkence ve katliamlara başvurur. Bunu kanıksamayacağız geçmişten

bugüne devrimcilerden aldığımız güçle örgütleneceğiz. Faşizme karşı mücadele etmeye

devam edeceğiz” dedi. 2007 yılın da Yürüyüş Dergisi dağıtırken polis tarafında sırtında

vurularak felç bırakılan Ferhat Gerçek söz aldı: “Adalet istiyoruz. Ben vurulduğumda yerde

polis beni tekmeledi. Yardım etmek isteyenlere bu teröristtir diyerek halkı korkuttu.

Yaralıyken hastanede işkence yapamaya devam ettiler. Ben ölmedim bir şekilde hayatta

kaldım adalet istiyorum.” dedi.

Bir sonraki konuşmacı iki evladı gerillada katledilen ve iki evladı tutsak olan Kemal gün:

“Dersimde 11 gerillanın bombalarla katledildiğini. Katledilen gerillanın hiçbirini kendi

evlatlarından ayırmadığını onların mezar hakkı için de direndiğini, 98 gün açlık grevi

yaptığını ve sonunda evlatlarının kemiklerini kendi elleriyle sığınaktan çıkarıp mezar hakkını

kazandığını” söyledi. Bu ülkede mezar hakkına sahip olmak için bile direnmek gerektiğini,

direnmeden hiçbir hakkın kazanılmayacağını” belirtti. “İki evladının da haksız hukuksuz yere

tutukladığını, onların özgürlüğü için de bugünde oturma eyleminde olduğunu, evlatları özgür

kalıncaya kadar direneceğini ve onların sonuna kadar arkasında olduğunu” söyleyerek

konuşmasını tamamladı.

Adalet savaşçısı Mustafa Koçak’ın babası Hasan Koçak: “Sabah Mustafa’nın mezarına gittim.

Buraya oradan geldim. Bugün senin adına gidip konuşacağım, her gittiğim yerde Mustafa

Koçak’ın babası olduğum için saygı görüyorum, iyi ki Mustafa Koçak’ın babasıyım. Tüm

işkencelere direndi, oğlumla gurur duyuyorum. Adalet yok ama adalet savaşçısı Mustafa var.

Onuru acımızdan daha büyük. Gururla Mustafa’nın babasıyım diyorum.”

Adalet isteyen Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan: “Kızımı gözlerimin önünde katlettiler

bunu unutmayacağım. Kızım için adalet isteyen oğluma 22 yıl hapis cezası verdiler. İki oğlum

yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Evlatlarıma hasret kaldım. Adalet istemekten

vazgeçmeyeceğim, adalet istiyorum. Çok doluyum konuşamayacağım, tek bir isteğim var

ADALET!” diyerek sözleri tamamladı.

Son oturumda hapishanelerde yaşanan hak gaspları, keyfi uygulamalar ve sürgün

sevklere karşı mücadeleyi tutsak aileleri meclisinde büyüterek saldırıları durdurabiliriz.

Anadolu’dan gelen aileler tutsak aileleri meclislerinin ihtiyaç olduğunu tutsakların

bulundukları illerde ailelerle bağlarının güçlü olması gerektiğini, aileler arasındaki

kopuklukların böyle giderilebileceğini, tutsakların ihtiyaçlarını, taleplerini daha erken

karşılayabileceklerini, tutsakların taleplerini kamuoyuna daha etkili aktarabileceklerini

konuştular. Kurultayın sonunda kapatılan TAYAD’ın tekrardan kurulmasını, tutsakların

yaşadıkları hak gasplarını keyfi uygulamalara karşı tutsak aile meclislerinin kurulmasını ve

ortak eylem kararları alındı.

Tutsak aile meclisleri oturumundan sonra söz alan Grup Yorum bu kurultayda

olmaktan son derece onur duyduklarını Grup Yorum üyelerinin de tutsak olduğunu Helin’in

İbrahim’in devrimci mücadelede ve Grup Yorum’un konser yasaklarına karşı ölüm orucunda

şehit düştüklerini onların adına da bu mücadeleyi omuzlayacaklarını onlara söz verdiklerini

ifade ettiler. Kurultay Grup Yorum şarkıları ve halaylarla sonlandırıldı.

YAŞASIN TAYAD, YAŞASIN TAYAD’LI AİLELER.



Etiketler: ,
[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.