Yunanistan Halk Cepheliler Grup Yorum'un "EMPERYALİZMİN HUKUK TERÖRÜNE KARŞI HALKLARIN DAYANIŞMASI" konseri çalışmalarını, Atina üniversitesi kampüslerini afişleyerek sürdürdüler.
Yapılan çalışmalarda Hukuk, ziraat ve ekonomi üniversiteleri Grup Yorum konseri afişleriyle donatıldı. Üniversitelere 1 metreye 1.40 boyutlarında büyük afişler asıldı. Ayrıca Akedemias meydanında bildiri dağıtımı yapıldı.
Yunanistan Halk Cepheliler, "EMPERYALİZMİN HUKUK TERÖRÜNE KARŞI HALKLARIN DAYANIŞMASI" konserini Yunan halkına duyurmaya devam ediyorlar.
3 Ekim 2023 Salı günü, konsere 3 gün kala Atina sokaklarına ozalitler yapıldı. Her biri bir metreye iki metre olan ozalitler Atina'nın, Patision, Ekserhia, Solonos, Metaksirhio bölgelerine asıldı. Toplamda 20 ozalit Atina sokaklarına asıldı.
Grup Yorum ve
Natassa Papadopulu Bir video çekerek 6 Ekim’de Yunanistan Atina’da düzenlenecek
olan Emperyalizmin Hukuk terörüne son dayanışma konserine tüm halkı davet
ettiler
Yeni bir
kitabımızla daha karşınızdayız: Sınıf Kini.
Hacmi küçük
ama kapsamı büyük bir kitap. Tarihler boyunca yaşadığımız acıların sebebi ve
sorumlularına duyduğumuz öfkedir, hesap sorma isteğidir sınıf kini. Ve bir
muhasebedir, yani alacak-verecek işi...
Topladık,
çıkardık; alacağımız ve sorulacak hesabımız o kadar çok ki!
İşte, bu
tarihsel hesaplaşmada kılavuzumuz, yol gösteren pusulamızdır sınıf kini; kimin
öleceğine, kimin yaşayacağına biz karar vereceğiz!
Çünkü;
Emperyalizm
tüm dünya halklarına azgınca saldırıyor. İşbirliğini kabul etmeyen, boyun
eğmeyen ülkeleri işgal ediyor, yağmalıyor. Yoksul halkları milyon milyon
katlediyor.
Ülkemiz
emperyalizme göbekten bağımlı, faşizm ile yönetilen, yeni sömürge bir ülkedir.
Denizleri, dağları,
ovaları, ırmaklarıyla, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle halkımızı rahatlıkla
doyurabilecekken; açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkum edilmiştir. Halkımız
emperyalist sömürü altında inim inim inlemektedir.
Maraş’ı,
Çorum’u, ‘77 Mayıs’ını, Amerikancı faşist cuntayı, Sivas’ı, Gazi’yi,
Buca-Ümraniye-Ulucanlar’ı; 19-22 Aralık’ta diri diri yakılanları;
Emperyalizmin
“ya düşünce değişikliği ya ölüm” dayatmalarına karşı, 7 yıl boyunca
tecrit hücrelerinde direnen, 122 kez ölümsüzleşen kahramanlarımızı;
Silopi’de,
bir hafta boyunca cenazesi yol ortasında bırakılan Taybet Ana’yı;
Başlarına
bombalar yağan Roboskili çocukları;
MİT’in gizli
işkencehanelerinde 6 ay boyunca, aralıksız işkence yapılan ve bedenine 898 yara
açılan devrimci Ayten Öztürk’ü;
Adalet için
direnen ve dünya halklarını birleştiren Koçak Mustafa’yı, Halkın Avukatı Ebru
Timtik’i, yedi notanın komutanı Helin Bölek ve yıldızlı yürek İbrahim Gökçek’i
unutabilir miyiz?
İşte, tüm
bunlara karşı duyulan nefretin ve öfkenin adıdır sınıf kini. Halklarımıza
yaşatılan acıların hesabını sorma isteğidir.
Yani
hafızamız, tarih bilgimizdir; unutmamak ve unutturmamaktır sınıf kini.
Güçlü bir
halk sevgisi olmadan, gerçek bir sınıf kinine de sahip olunamaz.
Çünkü
halkını sevmeyen, halka karşı işlenen suçlara karşı kin duymaz, halk
düşmanlarına öfke beslemez.
Bir başka
ifadeyle; halk ve vatan sevgimizin büyüklüğü sınıf kinimizin, öç almak
isteğimizin büyüklüğü kadardır. ÖFKEMİZ DE EN AZ SEVGİMİZ KADAR BÜYÜK
OLACAK.
Sevgi, kin,
öfke, sevinç, özlem, acıma, vicdan, merhamet gibi duyguları devrimciler, dolu
dolu yaşarlar. Çünkü, duygular bizim bu düzene karşı savaşmamızı sağlar.
Kin ve
sevgi, devrimciliğin temel taşlarıdır. Bu duygular birbirinin zıddı olduğu
kadar birbirinin tamamlayanıdır aynı zamanda. Biri olmadan diğeri eksik kalır.
Halkımıza ve
vatanımıza duyduğumuz sevgiyi, şehitlerimize, tutsaklarımıza, yoldaşlarımıza
duyduğumuz sevgiyi; kin ve öfkeyle büyütüyoruz.
Bu kinle,
vatanımızı satanlardan, halkımızın emeğini çalarak aç bırakanlardan,
yozlaştıranlardan, en sevdiklerimizi elimizden alanlardan, vatan haini halk
düşmanlarından hesap soracağız.
Emperyalizmden,
işbirlikçisi oligarşiden ve onun temsilcisi AKP faşizminden nefret etmek, kin
duymak ve hesap sormak için o kadar çok nedenimiz var ki!
İşte bir
örnek: Aydın’ın Söke ilçesinin Çavdar Mahallesinde 6 tane maden ocağı açılmış.
Madenlerin çıkarılması ve işlenmesi sırasında çevreye neredeyse 24 saat boyunca
toz yayılmaktadır. İşlemler sırasında kullanılan kimyasalların verdiği zararlar
ise çoğu zaman ilk bakışta hiç görünmemektedir... Bölgede yaşayan halk: “Doğa
harikası dağlarımız, 8 bin yıllık kaya resimlerimiz, doğamız tahrip ediliyor.
HASTALIKLAR ARTTI, ÖLÜYORUZ...” diyerek tepki gösteriyor.
Maden
şirketinin buna cevabı ise MORGLU CENAZE YIKAMA ARACI göndermek oluyor...
Fıkra gibi
ama gerçek!
Gerçek; İki
sınıfın iradesinin karşı karşıya geldiği bir alanda burjuvazinin kendini, kendi
sınıf çıkarını pervasızca dayatmasıdır.
Burjuvaların
halka bakış açısı budur. Onların nezdinde halkın böcek kadar değeri yoktur.
Onlara göre halk; ihtiyaç halinde kullanılacak canlı alettir!
Onların
kazanması, onların yaşaması için bizim ölmemiz gerekir...
İşte,
sınıf kini bu gerçeği bilip gereğini yapmaktır.
Gerçek ve
gereklilik; bu burjuvaların emekçi halklarımızın kanını emen bir
asalak olduğu; bu asalaktan sonsuza dek kurtulmak gerektiğidir.
Ve son söz:
YAŞAMAK
İSTİYORSAK ONLAR ÖLMELİDİR. İKİ SINIF, İKİ İRADE BİR ARADA OLMAZ; YA BURJUVAZİ
YA BİZ!
ÖLMEMEK
İÇİN ÖLDÜRMEYİ ÖĞRENECEĞİZ; KİMİN YAŞAYACAĞINA BİZ KARAR VERECEĞİZ...
Halkın Sesi Radyo'da 2 Ekim
Pazartesi günü yayınlanan Halkın Koçakları programında, Küba devriminin önderi
ve muzaffer komutanı Fidel Castro'nun anlatıldığı bölümün kaydını paylaşıyoruz.
Selam Olsun 200. Gündür Açlığın Koynunda ve Yerküremizin
Bağrında; Baş eğmeyen, Direnen,
Sinmeyen,
Berlin Direnişçilerine...
"Nedir Ki Kuşatma Gülüm
Bir Dirhem Karanlık,
Bir Gram Demir ve Duvar,
Üç Beş Çelik, Çekirdek...
Gerekçeli,
Geçersiz Yasalar
Olup olacağı Hepsi Bu...
Oysa UMUT Gülüm
Sonu Başı Görünmeyen
Bir Deryadır...
Damarlardan Toprağa Boşalan,
Bitimsiz Bir Kuvvettir DİRENÇ...
Uçsuz Bucaksız Ovalar Kadar Geniş."
3 Ekim 2023 günü Avrupa'nın en uzun soluklu Süresiz Açlık
Grevinin 200. Gününde olan Eda Deniz Yoldaşımızın Şahsında;
Ilgın'ı, Sevil Sevimliyi
Adalet için,
Haklar ve Özgürlüklerimiz için,
Tüm Anti-Faşistler için, Bizler,
Tüm Halkımız için, Direnişlerinden ve
Mücadelelerinden Dolayı Selamlıyor;
Yoldaşlarımızın,
Haklı ve Meşruca Yarattıkları, İvme Kazandırdıkları Direniş
Mevzilerini Sonuna Kadar Sahipleniyor ve Destekliyoruz...
3 Ekim Günü Faşist 129 A-B Yasasına Göre Almanya
Hapishanelerinde Tutuklu Bulunan Özgül-İhsan-Serkan-Hasan'a Özgürlük Talebiyle
Yapılan Süresiz Açlık Grevinin 200. Gününde Avusturya Halk Cephesi olarak 8
kişi ile Dayanışma Destek Açlık Grevi ve Video Çekimleri Yaptık...
🚩BERLİN'DE BİR ÇADIR ÜÇ
KARANFİL🚩
Sesleri,
Sözleri,
Çiçeklerden Yapılma Bir Taç Gibi
Taşıdık Başımızın Üstünde...
Ağladığımızda,
Ağrıdığımızda,
Yorgunluklarımızda Hiç Geçmeyen
Üstündeydi Başımızın...
Dostların Şarkılarından Ninniler Yaptık
Mayaladık UMUDU...
Hayal Bile Kör İken Çoğu Saat,
Göğsümüzü Açtık O Mayalanmaya.
Kaybolmasın Diye,
Çocuklarımızın Uykusuna Sakladık Onu
Çocuklarımızın Rüyalarına...
Her Sabah,
Gün Işığı İle Yoğuruyoruz.
Her Gece Ay Işığıyla,
Ve Taşıyoruz Başımızın Üstünde
Çiçeklerden Yapılma Bir Taç Gibi...
BİZ KAZANACAĞIZ!
Tüm Halkımızı SÜRESİZ Açlık Grevi Direnişimizin Talepleri Etrafında
Birleşmeye, Omuz Vermeye Çağırıyoruz...
1- Devrimci ve Anti-Faşist Tutsaklar Özgül Emre, İhsan
Cibelik, Serkan Küpeli ve Hasan Unutan TUTUKSUZ YARGILANSINLAR!
2- Her türlü Dijital delil suç delili olarak kullanılmaktan
çıkarılsın!
Dijitallerin güvenirliği ve delil niteliği yoktur!
3- Almanya Anayasayı Koruma örgütünün (Verfassungsschutz)
devrimciler hakkında hazırladığı raporlar meşru değildir, mahkemelerde delil
olarak kullanmaktan çıkarılsın!
4- Almanya Federal Başsavcısı Peter Frank Özgül Emre ’lere
yapılan operasyondan kısa bir süre sonra Türkiye Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü ve onur madalyası aldı. Bu görüşmede neler
konuşuldu ve Savcı Peter Frank hangi hizmetler sonucu onur madalyası aldı?
-AÇIKLANSIN!
5- Beş yıldır oturum hakları için direnen Almanya
direnişleri Meclisinin oturumu geri verilsin!
Siyasi nedenlerle verilen oturum hakkının, siyasi nedenlerle
alınması hukuksuzdur ve meşru değildir!
Bu anlamda İlker Şahin’e verilen ceza kaldırılsın!
6- FAŞİST 129,129 A ve B yasaları Kaldırılsın!
7- Anti-faşist ve devrimci tutsaklar Serbest Bırakılsın!
UMUDUN, DİRENCİN ADI BERLİN ÇADIRINA
SELAM OLSUN!
YAŞASIN SÜRESİZ AÇLIK GREVİ DİRENİŞİMİZ!
EDA DENİZ, ILGIN, SEVİL SEVİMLİ ONURUMUZDUR!
ÖZGÜL EMRE, İHSAN CİBELİK, SERKAN KÜPELİ VE HASAN UNUTAN'A
ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ!
29 Eylül tarihinde Sol parti Milletvekili Andrej Hunko
Almanya meclisine Açlık grevi direnişiyle ilgili bir soru önergesi sundu.
Soru önergesi şu şekilde;
“Federal Adalet Bakanı Marko Buschmann'ın 19 Ağustos'taki
Açık Gün'de söz verdiği sonuçların hızlı bir şekilde yayınlanmasının arka
planında, Federal Adalet Bakanlığı'nın Ceza Kanunu'ndaki sözde "modası
geçmiş cezai suçlar", özellikle de Ceza Kanunu'nun 129. maddesinin olası
silinmesi veya revize edilmesine ilişkin incelemesinin sonucu ne oldu (bkz. https://fb.watch/njWiK6-Wni/c)?
Ayrıca Federal Adalet Bakanlığı veya temsilcileri Eda Deniz
Haydaroğlu ve direniş arkadaşlarıyla Ceza Kanunu'nun 129’a ve 129-b
maddelerinin kaldırılmasına ve taleplerine ilişkin görüşmek üzere bir araya
gelmeye ne ölçüde hazırdır?”
Bu soru önergesine Meclisten bir hafta en geç iki hafta
içerisinde cevap verilmelidir.
Adalet Bakanı Marco Buschmann’ın verdiği randevu sözünün
takipçisi olacağımızı söyledik ve tekrar ediyoruz; Marco Buschmann verdiği sözü
tutmalı ve açlık grevi direnişçilerine görüşmelidir
2 Ekim tarihinde Almanya açlık grevi direnişçileri Berlin
direniş çadırında kıssadan hisse okudular. Ayrıca videoda 3 Ekim’e 200. gün
eylem ve kına törenine çağrı yaptılar ve herkesi 18 Ekim 2023de Türkiyeli 3
devrimcinin Düsseldorf’daki mahkemesine çağrıdılar.
Yaban kazları “V” şeklinde uçarlar. Bilim adamları kazların
neden bu şekilde uçtuklarını araştırmışlar. Araştırma sonucunda su verilere
ulaşmışlar;
“V” şeklinde uçulduğunda, uçan her yaban kazı kanat
çırptığında, arkasındaki kuş için onu kaldıran bir hava akımı sağlıyormuş.
Böylece “V” seklinde bir formasyonda uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat
çırpışları sonucu ortaya çıkan hava akımını kullanarak uçuş menzillerini yüzde
yetmiş oranında uzatıyorlarmış. Yani tek başına gidebilecekleri maksimum yolu
grup halinde neredeyse ikiye katlıyorlarmış.
Bir kaz, “V” grubundan ayrıldığı anda uçmakta güçlük
çekiyor. Çünkü diğer kuşların oluşturduğu hava akımının dışında kalmış oluyor.
Bunun sonucunda, genellikle gruba geri dönüyor ve yoluna grupla devam ediyor.
“V” grubunun başında giden kaz hiç bir hava akımından
yararlanamıyor. Bu yüzden diğerlerine oranla daha çabuk yoruluyor. Bu durumda
yorulunca en arkaya geçiyor ve bu defa hemen arkasındaki kaz lider konumuna
geçiyor. Bu değişim sürekli yapılıyor; böylece her kaz grubun her noktasında
yer almış ve aynı oranda yorulmuş oluyor.
Uçuş hızı yavaşladığında gerideki kuşlar, daha hızlı gitmek
üzere öndekileri bağırarak uyarıyorlar.
Gruptaki bir kus hastalanırsa veya bir avcı tarafından
vurulup uçamayacak duruma gelirse; düşen kusa yardım etmek üzere gruptan iki
kaz ayrılıyor ve korumak üzere hasta veya yaralı kazın yanına gidiyor. Tekrar
uçabilene (veya eğer ölürse, ölümüne kadar) onunla beraber yaralı kuşu asla
terk etmiyorlar. Daha sonra kendilerine başka bir kaz grubu buluyorlar.
Hiçbir kaz grubu, kendilerine bu şekilde katılmak isteyen
kazları reddetmiyor.
6 Ekim Cuma akşamı Atina da yapılacak Grup Yorum konseri
afişleri Selanik’ tede yapıldı. Tanıtım ve duyuru amacıyla afişler şehrin insan
trafiğinin yoğun olduğu merkezi sokak ve caddelerinde yerlerini aldılar.
29 Eylül Tarihinde Grup Yorum olarak
Yasa Dışı filmini izledik. İzlediğimiz film Fransa’nın Cezayir işgali sırasında
bir aileyi anlatıyor.Fransa devletinin
Cezayir’de yaptığı katliamları anlatıyor.
1EKİM pazar günü derneğimizin düzenlediği kahvaltı ve halk
toplantısında saat 11.00'de toplandık.
Günün çeşitli konularına dair sohbetler yaparken, nöbetçi
arkadaşlarımız da kahvaltı masasını hazırlamıştı.
Kahvaltı canlı sohbetler ile geçti.Birlikte yapılan kahvaltı sonrası içilen
çaylar ile sohbetler sürdürüldü. Sohbetlerin temel konularından biri de faşist
129 ab yasalarına karşı sürdürülen direniş ve hasta tutsak İHSAN CİBELİK,‘Ti.
Daha sonra Halk toplantısına geçildi. Halk toplantısında da
süren direniş ve İHSAN CİBELİK konuşuldu.
Bu konuda neler yapılabileceği tartışıldı. Direnme ve
meşruluk üzerinde değinildi.
Süren mahkemelere değinildi. Mahkemelere katılınması konuşuldu.
Grup Yorum yapımı olan Mahalle filminin gösterimi konusunda
sohbet edildi. Ve 12 Kasım'da dernekte gösterilmesi karara bağlandı.
Deprem úzerine sohbet edildi. 28 Ekim'de yapılacak bir
Kermese katılma kararı alındı.
Güncel kimi konuların konuşulması sonrası Halk toplantısı
bitirildi. Toplantıya 20 kişi katıldı..."
Belçika’da Halk Cepheliler Berlin Direnişçileri ile
Dayanışma Açlık Grevindeydi
Almanya Berlin'de Almanya Adalet Bakanlığı kapısı önünde
200. gününe varacak olan açlık direnişi ile dayanışma amacıyla her hafta
yapılan açlık grevi eylemine biz de Belçika'dan 5 kişi ile katıldık.
129ab yasalarının kaldırılmasını, haksız hukuksuz bir
şekilde tutuklanan Özgül Emre, İhsan Cibelik, Serkan Küpeli'nin serbest
bırakılmasını istiyoruz. Hasan Unutan'ın çocuklarının gözü önünde alınarak
tutuklanmasını protesto ediyor derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
Ayrıca kanser teşhisi koyulan İhsan Cibelik'in derhal tedavi
olması için serbest bırakılmasını istiyoruz.
Eda Deniz Haydaroğlu, Ilgın Güler ve Sevil Sevimli'nin
talepleri kabul edilsin.