Tutuklanma gerekçelerinde Ölüm Orucu gazileri Sibel Balaç,
Gökhan Yıldırım ve İleri Kızılaltun’u ziyaret etmek, demokratik kurumlara
girmek, parasız bilimsel eğitim istemek, İnternet konseri yapmak gibi
gerekçeler vardı. Bu gerekçeler bu ülkede tutuklanma zemini yaratırken halk
çocuklarını öldürmek, uyuşturucu satmak, tecavüz etmek, okullarda öğrencilere,
yurtlarda çocuklara cinsel saldırıda bulunmak tutuklanma zemini yaratmıyor. Bu
ülkenin mahkemeleri adalet mücadelesi verenler için tutuklama kararı çıkarırken
halk düşmanlarını cezasızlıkla ödüllendiriyor ya da hiç tutuklamıyor.
Adalet mücadelesi verenlere yönelik tutuklama terörünün
nedeni çok açıktır; faşizm direnmeyelim, adalet istemeyelim istiyor. Adalet
istersiniz, benim suçlarımı halka anlatır ve baskının-sömürünün olmadığı bir
ülkeyi yaratmak isterseniz sizi tutuklar tecrit hücrelerine atarım diyor. Bunu biliyoruz.
Buna rağmen direniyoruz. Çünkü kutsal bir yaşam adalet ile kurulur. Namuslu bir
yaşam adaletli bir yaşamdır. İnsanca bir yaşam adaletli bir yaşamdır. Bu
nedenle adalet için ölümüne mücadele edilir ki ediyoruz da.
Tutuklayarak teslim alamadığı arkadaşlarımızı bugün S ve Y
tipi diyerek inşa ettiği tecrit hücrelerine sürgün ederek teslim almak istiyor.
Bu ülkenin mücadele tarihi bu işkencelerin hükümsüzlüğünü yazmıştır. Yine
yazacaktır. F Tiplerini inşa ederek özgür tutsakları teslim alacağını sana
faşizm o gün nasıl özgür tutsakların direniş iradesine çarpıp parçalandıysa
bugün de kuşkusuz aynısını olacaktır. İçeride ve dışarıda yarattığınız ve
yaratmak istediğiniz adaletsizliğe karşı mücadele etmekten asla
vazgeçmeyeceğiz.
S ve Y tipi diyerek inşa ettiğiniz tecrit hücreleriniz sonuç
vermeyecek, devrimcilik yapmaktan adalet mücadelesi vermekten asla
vazgeçmeyeceğiz.