ABD-AB emperyalizmi ve Türkiye faşizminin baskı ve dayatmalarıyla ile 19 Mart 2020'de tutsak edilen ve işbirlikçi Miçotakis hükümetinin talimatlarıyla, haksız-hukuksuz bir şekilde toplam 333 yıl hapis cezasına çarptırılan 11 Türkiyeli devrimcinin temyiz mahkemesi 1 Aralık günü başladı.
Daha önce 16 Kasım’da yapılması
planlanan ancak avukatların süre talebi ile ertelenen temyiz duruşmalarının
ilki 1 Aralık'ta Atina'da bulunan Koridallos Kadın Hapishanesindeki duruşma
salonunda yapıldı.
Duruşma başlamadan önce, duruşmanın
yapılacağı Koridallos Kadın Hapishanesi önünde bir araya gelen Yunanistan Halk
Cephesi üyeleri Türkiyeli 11'lere destek amacıyla bir basın açıklaması
yaptılar. Türkçe, Yunanca ve İngilizce olarak yapılan açıklamada, Türkiyeli
11'lerin tutsak edilmesi ve ilk mahkeme sürecinde yaşanan hukuksuzluklardan ve
ve Türkiyeli 11'lerin buna karşı 7 Ekim tarihinden beri adil yargılanma
talebiyle süresiz açlık grevinde olduklarından bahsedildi. 11 devrimci tutsak
Türkçe ve Yunanca sloganlar atarak duruşmanın yapılacağı hapishaneye girerken
dışarıda bekleyen Halk Cepheliler de Türkiyeli 11'leri zafer işareti yaparak ve
Yaşasın açlık grevi direnişimiz", "devrimci tutsaklar
onurumuzdur" sloganlarıyla selamladılar.
Saat 9.30'da başlayan duruşma salonuna
açlık grevinin 56. gününde olan tutsaklar yine slogan atarak ve zafer işareti
yaparak girdiler.
Duruşmada ilk olarak avukatlar söz
alarak duruşma salonunun değiştirilmesi ve duruşmaların sesli kayıt altına
alınması yönünde talepte bulundular. Sırasıyla söz alan avukatlardan davanın
önemli bir dava olduğunu, suçlamaların çok ağır olduğunu, böyle bir davada
yapılan savunmaların, söylenen sözlerin eksik ya da yanlış kayıt altına
alınmasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ifade ederek mahkemeden
duruşmaların ses kaydının yapılabileceği bir salonda yapılmasını talep ettiler.
Savcı da mevcut yasalara göre hareket etmek zorunda olduklarını, mahkemenin
böyle bir zorunluluğunun bulunmadığını, yargılamanın hızlı bir şekilde
bitirilmesi için duruşmaların aynı salonda yapılmasını talep etti. Savcı aynı
zamanda adil yargılanma açısından bu talebin haklı bir talep olduğunu ve
yargılamanın adil bir şekilde yapılması için tutanakların eksiksiz
tutulacağının garantisini verdiklerini ifade etti. Talebi değerlendirmek için
ara veren mahkeme heyeti, kısa bir aranın ardından duruşmaların aynı salonda
devam etmesi yönünde karar verdi.
Bu kararın ardından tekrar söz alan
avukatlar, ilk mahkemede yaşanan hukuksuzlukları, bu davada anti terör
yasasının uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu ifade ederek mahkemeye davanın
anti-terör yasası kapsamından çıkarılmasını talep eden bir dilekçe sundular.
Avukatların ardından "davanın 1
numaralı sanığı" olarak gösterilen Sinan Oktay Özen söz alarak bu davadaki
temel suçlama olan ve 11 kişinin 333 yıl hapisle cezalandırılmasına neden olan
silahların kendisine ait olduğunu,
kendisi dışında hiç kimsenin bu silahlarla bir ilgisinin olmadığını,
zaten bu konuda bir delil de bulunmadığını ifade etti.
Sinan Oktay Özen savunmasında
"Mahkemenizde haksız hukuksuz bir şekilde her biri 33 yıl aldılar. Ve 56
gündür açlık grevindeler ben sağlık sorunlarımdan kaynaklı açlık grevi yapmıyor
ama arkadaşlarımın bu direnişini yürekte destekliyorum… Hakkımda verilen
polisin ifadesinde yunan halkına, yunan hükümetine zarar vereceğim iddia
ediliyor. Bunu kabul etmiyorum. Yunan halkı kardeşim Yunan solu Kan kardeşimdir.
Tarafıma verilecek ceza adil adaletli olmayacaktır." dedi.
Sinan Oktay Özen'den sonra kamu tanığı
(savcılığın gösterdiği tanık) olan anti terör polisi ifade verdi. Tanık polis
ilk mahkemede olduğu gibi hiçbir kanıt-delil sunmadan, "sanıkların
hepsinin örgüt üyesi olduğunu düşündüğünü" belirtti. İlk mahkemedeki
ifadesini ezbere tekrar eden tanık polis, savcının ve avukatların davadaki
çelişkili noktalar üzerine sordukları sorular karşısında afallayıp panik
halinde çelişkili cevaplar vermeye başladı. Avukatlardan Thanasis Kabayanis'in
soruları karşısında köşeye sıkışan anti terör polisi, zaman zaman öfkelenerek
bağırıp çağırmaya, avukatlara gözdağı vermeye çalıştı. Tanık polis,
Kabayanis'in ısrarlı soruları karşısında, önceki mahkemede verdiği ifadeyle
çelişkili cevaplar vererek ilk davada verilen kararın nasıl bir komplo ürünü
olduğunu, 11 devrimciye nasıl yalan ifadelerle 333 yıl hapis cezası verildiğini
de göstermiş oldu.
Tanık polisin avukatlar tarafından
sorgusu sürerken mahkeme avukatların ara talebi üzerine duruşmaya ara vererek,
bir sonraki duruşmanın 12 Aralık 2022'de saat 9.30'da yapılmasına karar verdi.
Mahkeme 12 Aralık 2022'de tarihinde
tanık polisinin sorgulaması ve savunma tanıklarının dinlenmesi ile devam
edecek.