“DİRİ DİRİ BETONMEZARLARA GÖMÜLMEYECEĞİZ” diyerek Buca Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne sevk oldukları 24 Şubat 2024 tarihinden itibaren süresiz açlık grevi direnişinde olan Oktay Kelebek ve Cem Dursun’un direnişlerinin 100. Günü olan 2 Haziran günü İstanbul Küçükarmutlu Mahallesi’nde halkımıza direniş anlatıldı.
Oktay Kelebek
ve Cem Dursun’un halkımıza dağıtılması için hapishaneden gönderdikleri şekerler
ve direnişin 100. gününde olduklarına dair kâğıtlar küçük poşetlere konularak
kırmızı kurdelelerle poşetler bağlandı.
Ayrıca Oktay
Kelebek ve Grup Yorum emekçisi Cem Dursun’un halkımıza yazdıkları mektup ve
şekerler kapı çalışmasıyla halkımıza ulaştırıldı.
Oktay Kelebek
ve Cem Dursun’un;
“Gökyüzü izlemiyor bizi penceresinden
demir parmaklıklar, tel örgüler birer muhafız
Değmiyor güneş bile tenimize, ısıtamıyor
duvarlarla çevrelenmişiz, geçirgenlik sıfırın altında
Havanın dostluğuysa dozunda, bir kuşun kanadı altında”
Aileden, dosttan, yoldaştan ve de doğadan
tümden uzaktayız. Bu betondan tabutta sessizliğe gömülürken biz ve çekilirken
ayağımızın altındaki toprak hepten, geriye insana dair tek bir şey kaldı
elimizde. O da insan özgürlüklerinin sonuncusu olan direnme özgürlüğümüzdü. Biz
de 100 gündür açlığımızla bunu kullanıyoruz. Ateşte ve karda dövülerek tecritte, kişiliklerimizi ezmek, kendi
akıllarına uygun bir şekle sokmak istediler. Buna izin veremezdik.
Onurumuza ve kişiliğimize sahip çıkmak için
direnme zorunluluğunu kavrayarak bu kararı aldık. Ve aldığımız karar gereği, şu
an tutuklu bulunduğumuz Buca Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nden
arkadaşlarımızın bulunduğu ve S, Y, R tipi ve Yüksek Güvenlikli OLMAYAN bir
hapishaneye sevk olana kadar direnişimize devam edeceğiz.
Ve şunu da eklemeliyiz ki, sağlığımız ve
yaşamımızda meydana gelecek olumsuz sonuçlardan, sevk talebimize kulaklarını
tıkayan muhatapları Adalet Bakanlığı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ve Buca
Yüksek Güvenlikli Hapishane idaresi sorumludur.”
Diyerek
direnişi anlattıkları mektuplar ve direniş şekerleri 20 ailenin evine
ulaştırıldı.