Adım Uzay Uzatmaz.
İsviçre'nin Zürih şehrinde yaşıyorum. İki çocuk babasıyım.
Çocuklarım ayrıldığım eşimin yanında.
Bu şekilde de olsa onlara karşı babalık görevimi yerine getirmeye çalışıyorum.
İki ay önce, KESB Adlı bir kurum tarafından çocuklarımla görüşmem yasaklandı.
Çocuklarımı artık yanıma, evime alamıyorum. Babalık hakkımı ve görevimi yerine getirme hakkım elimden alındı.
Çocuklarımı, ancak bir refakatçı gözetiminde birkaç saat görmeme izin veriliyor.
Bu haksız karar için gerekçe oluşturabilecek hiçbir şey yok.
Ancak incelediğimde gördüm ki,
İsviçre'de de, Almanya'da, Hollanda'da ve bir çok Avrupa ülkesinde yüzbinlerce çocuk ailelerinden alınıyor.
Yüzbinlerce çocuğun babasıyla veya annesiyle ilişkilerine yasak konuluyor.
Bu uygulamada apaçık bir ırkçılık var.
Yoksullara, halka karşı apacık bir aşağılama var.
Bu nedenle, bu yasağa karşı sessiz kalmayacağım.
Babalık hakkımın gasp edilmesine tavırsız kalmayacağım.
7 Haziran'dan itibaren KESB adlı bu kuruluşun önünde oturma eylemine başlayacağım.
Nuriye Gülmen "işimi geri istiyorum" diye direndi.
Turan Aktaş "işimi geri istiyorum" diye 4,5 yıldır direniyor.
Benim de tek bir talebim var:
"Babalık Hakkımı Geri İstiyorum!"
Demokratik hak ve özgürlüklerden yana olan herkesi, direnişime destek vermeye çağırıyorum.
Haklıyız, kazanacağız.