Seminer de "Eşcinsellik Nedir? Doğal mıdır? soruları
cevaplanırken, günümüzde dünya halklarını ve bizim halkımızı yozlaştırmak için
emperyalizm tarafından kullanılan bir yozlaştırma yöntemi olduğu anlatıldı.
Eşcinselliği doğallaştırıp, yaygınlaştırarak, halklara karşı bir savaş yöntemi
olması, bizzat ABD, AB emperyalistleri tarafından finanse edilmesi anlatıldı.
Bir savaş örgütü olan NATO'nun neden "Eşcinsellere Özgürlük" e
bu kadar önem verdiği, finanse ettiği ve Konsept kararları alarak ülkelere ve
halklara yaptırımlar, dayatmalar getirdiği ayrıntılı anlatıldı. Günümüzde
kreşlerden, ilkokullara, çocuklarımızın bu tehlike altında olması somut
örneklerle anlatıldı. Eşcinselliğin doğal olmadığı tedavi edilmesi gereken bir
hastalık olduğu. Bu yozluğun, hastalığın emperyalizm eliyle doğallaştırılıp, bu
sapıklığın halklara zorla kabul ettirilmeye çalışılması, her başımızı
çevirdiğimiz yerde böylesine örneklerin gözümüzün içine sokulması, beynimizi
işgal etmeye çalışmaları anlatıldı. Emperyalizm uyuşturucuyla, kumarla,
eşcinsellik saldırısıyla halkları yozlaştırarak savaşma dinamiklerini yok etmek
istediği değerlendirildi. Halka ait olmayan, dayatılan, tüm resmi kurumlarında
LGBT bayrakları asarak yaygınlaştırılmaya çalışılmasının masum, "bir
özgürlük" meselesi yapılamayacağı tam tersine yüzyıllardır kurumlaşan
insanın doğasına, hormonlarına, cinsine bir saldırı olduğu, "sınırsız
cinsellik" sapkınlığı içerisinde doğal kadın- erkek arasındaki aşk
ilişkisine de bir saldırı olması, kaynağının sınıflı toplumlar, cinsiyetler
arası eşitsizlik olması itibariyle, çözümü de sınıfsız, sömürüsüz bir toplum
için mücadele etmekten geçtiği değerlendirildi. Bu konuya tarihte
devrimcilerin, sosyalistlerin nasıl baktığı, nasıl bakılması gerektiği
konuşuldu.
Ülkemizde bugün LGBT bayrağını sallayanlar düzenin solcuları; NATO
solcularıdır. Ve bunu ülkemizdeki onca sorun dert varken her sorunun önüne
koyarak, devrimci, ilerici birlikleri dağıtarak, gönüllü yapıyorlar. "Onur
Yürüyüş"leri adı altında, emperyalizmin halklara dayattığı bu yozluğu
meşrulaştırma görevini üstleniyorlar denildi.
Seminere 7 kişi katıldı ve iki saat sürdü. Sinevizyonla yapılan
sunumla ve sorularla konu derinlemesine konuşuldu.
Ayrıca bu seminerleri yaygınlaştırma ve kitlesel, paneller, seminerler
yapma kararı alındı.