EGEMENLER FUTBOLU BİZDEN ÇALDILAR, ONU GERİ ALALIM!
Bugün bir çok ülkede halk gerçek anlamıyla
futbola ve spora yabancılaştırılmıştır.
Diyeceksiniz ki, toplumun büyük bölümü
futbolla ilgili; bu nasıl yabancılaşma?
Mesele de burada… İlgili, ama!
Aması şu; geniş kitlelerin futbolla ilgisi
vardır. Ama bu ilgi, çok büyük bir çoğunluk için, kahvehanelerde, maçlar
üzerine kumar oynanan ve her ülkede adı değişen oyun salonlarında ekran başında maç izlemeye dönüşmüştür.
Futbolu bizzat oynamak bir yana;
stadyumlara girmek, pahalı biletleri almak bile artık geniş kesimler için
mümkün değildir. Zaten artık stadyumlar birer AVM gibidir, zenginlere özel
localar yapılmış, yiyip içtikten sonra alışveriş yapabilecekleri mağazalar bile
eklenmiştir.
Bilet fiyatları, yıllık abonman üzerinden
büyük boyutlara ulaşmıştır. Sonuç olarak
denilebilir ki, profesyonel futbolun stadları artık halka kapalıdır. Avrupa’da
ya da ülkemizde Stadlar halkın futbol oynayacağı yerler değil, para vererek
futbol maçı izleyeceği yerler olarak yapılmıştır. Bu başından itibaren
böyleydi. Ama bugün artık, bu da olamıyor. Halk bu stadlara da giremez hale
geldi.
SOSYALİZMİN “MAHALLE” FUTBOLU
Sosyalizmin en önemli başarılarından, en
önemli deneylerinden biri de, spor alanında yaptıkları ve yarattıklarıdır. En
basit örneğiyle sosyalist ülkelerde Stadlar, bölgelerde, mahallelerde yaygın
olarak yapılmış, salt oyunları izlemeye göre değil halkın birebir oynayacağı
şekilde düzenlenmiştir. Sosyalizmde her konuda nasıl asli unsur insan ise,
futbol ve diğer spor dallarında da asli unsur insan ve insana verilen değer
olmuştur.
Sovyetler birliğinde 1930 ile 1936 yılları
arasında birçok iş kolundan yerel takımlar oluşturularak, halkın spora katılımı
için yoğun çabalar harcandı. Pekçok futbol klübü kuruldu. Bunlar gönüllü
oluşumlardı ve aynı iş kolunda çalışan işçilerin örgütlenmesi ile biraraya
gelmişlerdi. Daha sonra Dinamo Kiev, Zenith Leningrad gibi pekçok uluslararı
oyunlara da katılan takımların her biri yerelde, mahallelerde
oluşturulmuşlardı. Hepsinin de hedefi halkın spora katılımını sağlayarak,
kollektif bir ruhu ortaya çıkararak sosyalizmin inşasına katkıda bulunmaktı.
Sosyalizmde, futbolun özünü para değil,
kişisel ve bedensel gelişim oluşturdu; futbolcular para için, transfer ücretini
yükseltmek için veya klübe daha çok kazandırmak için değil; spor için,
emekçileri, halkını ve vatanını onurlandırmak için kazanmaya çalışıyordu.
“FUTBOL”
YOZLAŞTIRIYOR
Düzen futbolu yozlaştırır. Hem klüplerde,
hem futbolcularda tek amaç haline gelen mutlak çok para kazanma isteği, ne
olursa olsun kazanmalıyım düşüncesi doping, şike, ve bunun dışında her türlü
yolsuzluğu mübah hale getirmiştir.
Futbol Klüpleri, bahis-kumar mafyalarıyla
içiçe girmiş, maçlar kazandırmakta, maçlar kaybettirmektedirler.
Bu durum, yozlaşmayı giderek taraftar
kitlesine de yaymaktadır.
Şöhretli, ünlü futbolcuların lüks
tüketimleri, araba modelleri, “aşk yaşamları”, yozlaşmayı meşrulaştıran bir
başka boyuttur. Bu futbolcular üzerinden günü birlik ilişkiler ve lüks tüketim
meşrulaştırılmakta, gençlere bu yoz yaşamlar örnek olarak sunulmaktadır.
Yine yazı dizimizin ilk bölümünde
belirtildiği gibi, “futbolculuk”, “taraftarlık” apolitikleşmenin temel
zeminleri olarak gençliğe sunulmaktadır. Tabii her zaman herşey faşizmin
istediği gibi gitmiyor da. Apolitikleşme aracı olarak geliştirdikleri taraftar
klüpleri, hareketleri, zaman zaman ülkedeki gelişmelere bağlı olarak
politikleşebilmekte, yer yer ve kısmen, kendilerini teslim almak isteyen
sisteme karşı çıkışlar görülebilmektedir.
Düzen futbolu, böyle bir yozlaşmaya
kaynaklık ederken, halkın futbolu halkın değerlerini büyütür.
GENÇLER; “YILDIZ” OLMANIZ MÜMKÜN MÜ?
YILDIZ OLUP “YIRTMANIZ” MÜMKÜN MÜ?
Düzen futbolu gençlere bir gelecek vermez.
Futbolcu olmak isteyen gençlerin sadece
umutlarını sömürür. Düzen takımlarında bir şekilde yer alabilmişse, artık o
zaman da “alınıp satılan bir köle” haline gelmiş olur.
Avrupa rakamlarına baktığımızda tablo çok
açıktır:
Kaç tane yıldız futbolcu vardır… Bunları
kaç tanesi göçmen kökenlidir?
En fazla kayıtlı futbolcu Almanya’da
yaşıyor. Almanya’da 6 milyon kayıtlı futbolcu vardır. Almanya’da futbol
gerçekten de milyonlarca genci içine alan,
sömüren bir “sektör” halini almıştır. Futbolun çok popüler olduğu
Brezilya’da, futbolun beşiği denilen İngiltere’de bile bu kadar kayıtlı
futbolcu yoktur.
Brezilya’da 2 milyon kayıtlı futbolcu var.
İngiltere 1 milyon kayıtlı futbolcu ile
Brezilya’yı takip ediyor.
Bunların kaç tanesi üne ve paraya ulaşmış,
kaç tanesi bir kenara atılmıştır.
Göçmenlerin bu rakamlar arasında bir
“şansı” var mıdır?.. Ya da göstermelik bazı örnekler sistemin figüranı olmanın
ötesine geçebilmiş midir…
Bu soruların cevabı ortadadır.
Düzen futbolu bir avuç genci yıldız yaparak
bedenlerini ve ruhlarını, geriye kalanları ise bir kenara atarak umutlarını
sömürür. Yani her koşulda bu sömürüden çıkış yoktur.
Yüzbinlerce evde, yıldız futbolcu hayali
yıkılmış genç emekli futbolcular vardır. Futbol sektörü, önce bu hayali
yaratıyor, sonra o hayali sömürebildiği kadar sömürüyor, sonra da yıkıp atıyor.
Bu nedenle mevcut futbol sistemini ve
sektörünü reddetmek gerekir.
Reddettiğimizin Alternatifi, Halkın
Futboludur
Düzenin futbol anlayışı ve sistemi bu.
Öyleyse, gençler için, her milliyetten ve
inançtan genç kalan halklar için; başka bir FUTBOL ANLAYIŞI şarttır.
Gençlikt, rekabeti değil kardeşliği,
benciliği bireyciliği değil dayanışmayı büyütecek, futbolu ticaret değil oyun
olarak gören bir futbol anlayışını geliştirmelidirler.
Futbol Türkiye’de, Avrupa’da ve dünyanın
her yerinde tüm gençleri birleştiren bir araç olabilir.
Sistem, futbolu halkı bölmek; bölüp güçten
düşürmek için kullanıyor. O halde, halktan yana olanlar, düzen futboluna karşı
halkın futbolundan yana olanlar, birleşmelive birleştirmeliler.
KİME KARŞI birleşilecek?
Stadyumları avm, futbolcuları reklam panosu
yapan siteme karşı birleşilecek.
Futbolu apolitikleştirme aracı olarak
kullanın anlmayışlara karşı birleşilecek.
Yoksul halk çocuklarının “futbol yıldızı”
olma hayallerinin sömürülmesine karşı birleşilecek.
Kısacası, EGEMENLER FUTBOLU BİZDEN
ÇALDILAR, ONU GERİ ALALIM!
Futbol, halkın oyunudur. Halklar, onu,
kendi mahallelerinde yarattılar. Onu kirleten kapitalizm oldu. Biz halkın
futbolunu yeniden yaratalım. Futbola yeniden spor olma özelliğini; bedeni ve
aklı geliştiren, oynamaktan zevk aldığımız özelliğini kazandıralım.
– Bitti –
OKMEYDANI GENÇLİĞİN GÜCÜ SPOR