Mesele aslında Dayı'mızın dediği gibi "mühim olan o
halkanın içinde kalmak" hasbel kader halka içinde kalmaya direnene
dövüşene sırtımı dönmemektir amacım. Edalar da benim direnen yanım. Avrupa gibi
sözde Demokrasicilik oynanan bir yerde bu bir zulümdür, görmezden gelmek olmaz.
Gün gün takip ettiğim direnişçilerin Avrupa' da bu denli kararlı olması bir
mülteci olarak umudumu daima diri tutuyor. Günlük maişette gerçek
gündemlerimizi unutup savruluyoruz elbette. Ama şu 3 gün bana gösterdi ki
insanlar görmek istemediği şeyi çok çabuk öteleyebiliyor. Işte bu anda irade
devreye giriyor. Bir yere oturduğumuzda "bir şey ikram edelim"
önerisine "teşekkür ederim Eda için açlık grevi yapıyorum" diyorum.
Ve ardından sorular, eylemi bilince çıkarmalar çorap söküğü gibi geliyor. Vicdanım
alabildiğine rahat. Dahlim olan bir durum somut çözüme kazanıma ulaştığında bu
rahatlık mutluluğa dönüşecek. Açlık Grevimi Eda 200. Gününü selamlarken
bitireceğim. Ve yine onun için elime kına yakacağım. Direnişçilerimizin Direnen
savaşan genç yürekli gözlerinden hasret ve bağlılıkla öper, sımsıkı kucaklarım.
Bu cumartesi ve her cumartesi açlık grevi destek eylemleri
ve Basel'de açacağımız duyuru masamıza herkesi bekliyoruz.
İsviçre Halk Cephesi