1 mayıs açıklamalar adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya bağcılar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa belçika belgesel beşiktaş beykoz boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri çağlayan çanakkale çayan çayan mahallesi çekmece çerkezköy dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler FOSEM Fransa galatasaray gazi Gebze gençlik gerilla giresun gözaltı grup yorum gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet Hacıahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda Isparta idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere İngiltere istanbul isveç isviçre İsviçre işçi meclisi italya izmir kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kınık kıraç kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba küçükçekmece kültür sanat kütahya lubnan malatya maltepe Maraş mardin Mektuplarımızla Tecriti Kıralım mersin muğla Muharrem Karataş munzur nurtepe okmeydanı ortaköy ömürtepe örnektepe piknik Polonya radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma Sevgi Erdoğan Vefa Evi siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler şiir şiirler şişli taksim tavır dergisi TAYAD tekirdağ tiyatro Tokat trabzon tuzla türkiye UTMP videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi Zürich

Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli Emperyalizmi Yargılama Devam Ediyorlar 12.Duruşma

Almanya Emperyalizmin devrimci gazeteci Özgül Emre, Grup Yorum üyesi İhsan Cibelik ve Antifaşist Serkan Küpeli nezdinde devrimcileri ve devrimleri yargılamaya çalıştığı büyük anti terör davasının 23 Ağustos 2023 tarihinde 12. duruşması görüldü.

Daha önceki duruşmalarda 2 farklı tanık polis gelmişti. Bu polisler Federal Polis'in (BKA) DHKP-C masasında çalışan polislerdi. Bu tanıklar ağırlıklı olarak Özgül Emre ve Serkan Küpeli ile ilgilenmişlerdi. 12. duruşmaya gelen tanık polis ise İhsan Cibelik'e yönelik operasyona bizzat katılan polisti. Aynı zamanda halka gerçekleri anlatan Halkın Sesi TV'yi inceleyen ekibin başıydı. Dolayısıyla mahkeme heyetinin soruları daha çok Halkın Sesi TV'den çıkarttığı sonuçlara yönelikti.

Tanık polis İhsan Cibelik hakkında tespit ettiği büyük suçları sıraladı; 'Devrim Şehitleri İçin Anmaya Katılmak, Fransa'da düzenlenen Yaz Kampına katılmak, İlker Şahin ve Deniz Yıldız'ın oturum hakları için süren direnişine destek vermek, Grup Yorum'un 23 Haziran tarihli internet konserinde tek tip elbiseyle yer almak, Dev-Genç'in kuruluş yıldönümü etkinliğine katılmak, Hamburg'ta polis şiddetine karşı eyleme katılmak, Stuttgart'ta düzenlenen Çocuk Festivaline katılmak ve 18 Nisan 2021 tarihinde Köln'de düzenlenen enternasyonal dayanışma konserine katılmak.

Mahkeme heyeti özellikle çocuk festivalinin ve Grup Yorum konserinin neden bir örgüt etkinliği olarak değerlendirildiğini sordu. Elbette bunu merak ettiği için sormuyor, çünkü polisin raporunu tanıyor. Asıl olarak polisin yarattığı demagojiyi yeterli bulmadığı için daha fazla detay istiyordu.

Peki neymiş o iki etkinliği terör etkinliği yapan? İnternet konserinde Helin Bölek, İbrahim Gökçek ve Mustafa Koçak'ın resimleri varmış. Çocuk festivalinde ise devrim şehitlerinin, özellikle Dursun Karataş ve Mahir Çayan'ın resimleri maske olarak çocuklara verilmiş! Yani antifaşist, anti emperyalist mücadelede şehit düşenleri anmak, onların anısına sahip çıkmak, onların değerlerini çocuklarımıza öğretmek suçmuş!

Devamında polis 19 Aralık hapishaneler katliamında tonlarca bombayla saldırıya uğrayan, bu saldırılar sonucunda oluşan kanser hastalığına yakalanıp şehit düşen Birsen KARS'ın cenazini anlattı. Cenazeyi ve cenazeye katılanları detaylıca anlattıktan sonra İhsan Cibelik'in bu cenazede örgütleyici bir rol üstlendiğini ve türküler dışında 3 farklı konuşma yaptığını anlattı. Birsen Kars'ın 2 senedir kanser tedavisi gördüğü biliniyormuş. Burada dikkat çeken ise, polisin 19 Aralık katliamını ısrarla 'hapishane isyanı' diye adlandırması oldu. Ayrıca cenazede 'Halkız Haklıyız Kazanacağız' sloganı atılmış, bu slogan ise DHKP-C'nin sloganıymış.

Savunma tanığı sorguya alınca öncelikle cenaze etkinliğine değindi. Avukat Roland Meister; Cenazede örgütleyici bir rolün nasıl tespit edildiğini sordu. Polis 'yani birçok türkü söyledi ve 3 konuşma yaptı, o yüzden etkinliğin belirleyici bir parçasıydı' diyerek cevap verdi. 'Buradan örgütleyici bir rol çıkmıyor. Peki bu 3 konuşmayı nasıl tespit ettiniz? Acaba türkülerin arasında konuştuğu için olabilir mi?' 'Bilmiyorum ama bana 3 farklı konuşma gibi geldi.' 'Ama emin değilsiniz', 'hayır değilim'.

Meister'den sonra İhsan Cibelik'in avukatı Schmidt sorguya devam etti. 'Halkın Hukuk Bürosuna DHKP-C'ye bağlı bir kurum dediniz. Bunu neye göre söylüyorsunuz?' 'Bunu Emniyet Genel Müdürlüğünden aldığımız bilgilere göre söylüyoruz.' 'Emniyet Genel Müdürlüğünün adı işkenceyle anılıyor. Bunu biliyor musunuz?' 'Hayır, bilgim yoktur.' 'Düsseldorf'ta; Yunanistan konsolosluğu önünde 11 tutuklu insan için eyleme katılmış dediniz. Bu 11 insanın nasıl tutuklandığını biliyor musunuz?' 'Tutuklama koşullarını incelemedim, bilgim yoktur.' 'Peki akıbetleri bilginiz dahilinde mi?' 'Hayır, sadece yüksek cezalar aldıklarını biliyorum.' İhsan Cibelik'in ikinci avukatı Jazenski, Haklıyız Kazanacağız'ın Türkiye halkları arasında en yaygın biçimde ve hayatın her alanında kullanılan bir slogan olduğunu bilip bilmediğini sordu. 'Hayır, bilgim yoktur'. 'Örneğin birçok önemli futbol kulübünün statlarında maçlardan önce veya atılan gollerden sonra söylenilen bir marş ve atılan bir slogan olduğunu biliyor musunuz?' 'Hayır, bilmiyorum'.

Sorguya Özgül Emre'nin avukatı Yener Sözen devam etti. 'Grup Yorum için DHKP-C'nin parçası dediniz. Doğru mudur?' 'Hayır. Örgüte yakın, ama örgütün bir parçası olup olmadığı konusunda bilgimiz yoktur.' 'Yakınlığını nereden çıkarıyorsunuz?' 'BVS'den biliyorum'. 'BVS dediğiniz Verfassungsschutz mu?' 'Evet.'

Savunma tanığı sorguya aldıktan sonra bir ara verildi. Aradan sonra Özgül Emre'nin avukatı Ahues mahkemeye bir dilekçe sundu. Dilekçe Amsterdam'dan sözde kazanılan dijital belgeleri ve bu belgelerin kullanılmaması ile ilgiliydi. Ahues'un dilekçeyi okuması yaklaşık 2 saat sürerken, dilekçe asıl olarak dijital delillerin sakıncalı olduğu, kaynağının eksikliği, şifre çözme işleminin şüpheli olduğu, Hollanda yetkililerinden Almanya'ya teslim edilişinin yasadışı olduğu konuların üzerinde durdu. Dilekçe sözde Amsterdam baskınında çıkarılan hiçbir dijitalin kullanılmamasını talep ediyordu. Okunması yaklaşık 2 saat süren ve onlarca sayfadan oluşan dilekçeye savcılık yine kısa bir cevap verdi. Beklendiği gibi dilekçeye itiraz eden savcı, 'savunmanın davayı düşürmek için çaresizce çabaları dikkat çekici ve bu konu önceki mahkemelerde defalarca tartışılmıştır. Ahues da bunu çok iyi bilir. O yüzden tekrar içeriğine değinmeyeceğiz. Ancak gerekçeli itirazımızı daha sonra sunarız.' Ahues da cevap olarak 'sizi üzmem gerekiyor, ama mesele davayı düşürmekten ziyade Amsterdam belgelerinin kullanılmaması ile ilgili.' Dilekçeyle ilgili gerekçeli karar daha sonra açıklanacak.

Son olarak savunma Anna Busl nezdinde bilgisayarların yenilenmesinde yeniden bir hatırlatma yaptı. Bu hatırlatmayı heyet başkanı anında savcılığa yönlendirdi. Savcı Seton; 'Sayın heyet başkanı, bizim tutuklulara sunduğumuz bilgisayarlar yasal bir zorunluluk değildir. Yani bir nevi devletimizin tutuklulara sunduğu bir servistir. Sanırım bu servis yanlış anlaşılıyor ki, karşı taraf lütufumuzu yanlış anlayıp sürekli ve sürekli daha fazlasını istemekte. O yüzden sizin de daha önce önerdiğiniz gibi, dosyaların çıktı alınıp kağıt halinde sunulmasını öneriyorum. Madem bilgisayarları beğenmiyorlar, kağıt halinde verelim. O zaman üstünde istedikleri kadar resim de çizerler, not da yapabilirler.' Savcının küstah ve üstenci çıkışına Anna Busl cevap verdi; 'Bay Seton, zihninizin bizimkinden üstün olduğuyla övünüyordunuz. Bundan ama ciddi anlamda şüphe duymaya başlıyorum. Siz tatildeyken, sizin üstünüz olan savcıyla bu konuda bir anlaşmaya varılmıştı, bilgisayar meselesi formalite icabı Yargıtay'a bildirilip hayata geçirilecekti. Şimdi gelmişsiniz burada çoktan aştığımız konuların üzerinde yeniden tepinmeye çalışıyorsunuz. Meslektaşlarınız arasında bilgi alış verişi var mı yok mu bilmiyorum, ama önce bilgi sahibi olup gelmenizi öneririm.'

Savunmanın bu cevabından sonra teşhir olan Seton, geri adım atmak zorunda kaldı. Üstenci tavrından eser kalmadı. 'Elbette haberimiz var, Yargıtay'a bilginin gittiğini biliyorum. Madem bilgisayarlar piyasadan temin edilecek, o zaman bizim bir itirazımız olmayacak.' Yine de kuyruğu dik tutmaya çalışan Seton şunları eklemeden duramadı; 'Ama tabii ki tüm bu konuştuklarımız bir şarta bağlıdır. Eğer bu şart yerine gelmezse zaten bütün bu konuştuklarımız atıktır. O şart ise hapishanelerin hücrelere bilgisayarların girmesini kabul etmesidir. Kabul etmezse zaten tüm bunlar olanaksızdır.'

Savcının son çaresiz hamlesine de Avukat Yener Sözen cevap verdi; 'Merak etmeyin bay Seton. Zaten an itibariyle 3 tutuklunun da bilgisayarı var. O yüzden yeni bilgisayarların gelmesi yeni bir durum yaratmıyor. O yüzden bir sorun olacağını düşünmüyoruz.'

 

Bilgisayar konusunda Yargıtay'ın son kararı beklenmek şartıyla duruşmaya son verildi. 12.Duruşmada da Almanya Emperyalizmi Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli nezdinde devrimcileri yargılamaya çalıştı. Ama yine gördük ki, daha söz tutsaklara gelmeden önce, Almanya Emperyalizmi daha savunmayı bile aşamamıştır. Getirdikleri 3 tanık polis de aynı şekilde mahkeme huzurunda rezil oldular. Hiç bir somut soruya cevap veremediler, bilgisizliklerini açığa verdiler, kendi elleriyle yarattıkları komplo dosyalarını dahi savunamadılar! Burjuva hukukun kendi sınırları içinde dahi çoktan düşürülmüş olması gereken bir davadır.

Almanya'nın ortasında, Düsseldorf şehrinde süren bu mücadelede tüm halkımızı 3 özgür tutsak Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli'yi sahiplenmeye, devrimcilere yönelik saldırıların önünde barikat olmaya çağrıyoruz. Bir sonraki duruşma 29 Ağustos 2023 tarihinde, saat 9:30'da yine Düsseldorf şehrinde devam ediyor. Emperyalizmi Hep Birlikte Yargılamaya Devam Edelim!

Özgül Emre, İhsan Cibelik, Serkan Küpeli Tutuksuz Yargılansın!

Faşist 129 Yasası Kaldırılsın!

Halkız, Haklıyız, Kazanacağız!

Faşist 129 Yasası Kaldırılsın Komitesi

[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.