Hakîm DHKC masasından sorumlu polis Seiffner'i şahit olarak
dinlemekle başlayacaktı.
Ancak avukatlar bunu asıl olarak 30 Ağustos’taki duruşmada
yapmak istedikleri için, anti terör şubesi polisi mahkeme salonundan ayrıldı.
Ancak mahkeme hemen bitmedi.
Önce önümüzdeki haftadaki 3 duruşma gününden 2 si iptal
edildiği duyuruldu. Sadece 15 Ağustos da duruşma olacak.
Sonra "tutsaklara kolaylık " olsun diye, hakim
heyeti, savcının mütalaasından bölümler okudu.
Bunlar sanıklara simültane çeviri sistemi ile çevrildi.
Ancak tabi kazın ayağı öyle değil.
Gerçekte tutsaklara halen dava dosyaları ulaştırılmadığı
için, savunmalarını hazırlayamıyorlar.
Geçen hafta ancak Serkan Küpeli'nin laptopu hapishaneye
gelmiş.
Dava başlayalı 2 ay geçmiş ve dava dosyalarına daha yeni
erişe biliyorlar.
Diğer iki Köln hapishanesinde bulunan tutsakların elinde
halen laptop yok.
Savcılığın temin ettiği laptop ‘da sadece Acrobat Reader
yüklü ve herhangi not tutma olanağı yok.
Avukatlar bunun zorluğunu anlattı, tutsakların sadece elle
değil, bilgisayarda da not tutabilme olanağına ihtiyacı olduğunu vurguladılar.
Savcı bunun "kesinlikle mümkün olmadığını söyledi.
Bunun üzerine avukatlar, laptopları biz temin edelim, polis
sakıncalı içeriği olup olmadığını kontrol etsin.
Gerekli denetimlerden geçtikten sonra tutsaklara verilsin
denildi.
Hakîm, savcıya "bu öneriyi bir değerlendirebilir
misiniz" dedi.
Bir diğer dikkat çeken husus, Türkiye 'de yapılan silahlı
bir eylem için Almanya "tanınmayan kişilere karşı soruşturma "
açması.
Bu detay Almanya’nın Türkiye faşizmi ile işbirliğini
yeterince gözler önüne sürüyor.