Yunanistan Halk Cephesi Selanik’te Direniş Ve Zafer Üzerine Düzenlenen Söyleşiye Katıldı

2020 yılı Mart ayında Yunan devleti Türkiye faşizmi ve ABD emperyalizminin isteği üzerine Türkiyeli devrimcilere yönelik gözaltı ve tutuklama terörü gerçekleştirmiş, 11 devrimciyi delilsiz ve hukuksuz yargılamalarla 33'er yıl hapse mahkum etmişti.

Türkiyeli devrimciler bunun üzerine direniş kararı almış ve 97 gün süren Süresiz Açlık Grevi ve yürütülen "11 Türkiye'li Devrimciye Özgürlük" kampanyası ve dayanışma sonucunda kazanılan zaferle, emperyalizmin ve işbirlikçilerinin "terör", "terör örgütü" propaganda ve saldırıları geri püskürtülmüştü. Tahliye olan devrimciler panellerde, söyleşilerde direnişin zorunluluğunu, haklılığını ve kazanımlarını anlatmaya devam ediyorlar.

4 Mayıs Perşembe günü Selanik'te Politik Tutsaklarla Dayanışma Fonu (Tamio Alileggiis Me Tus Politikus Kratumenus) Halk Cepheli devrimcilerin direnişleri ve zaferleri üzerine bir söyleşi düzenledi. Söyleşiye beraat eden direnişçi tutsaklardan Halil Demir ve direniş sürecinde dışarıda örgütlenen kampanyanın emekçilerinden olan Anti Emperyalist Cephe üyesi Konstantina Karsioti katıldılar.

Söyleşi Dayanışma Fonu temsilcilerinin politik tutsaklarla dayanışmanın önemini anlatan ve bugüne kadar olan faaliyetlerini içeren konuşmaları ile başladı. Sonrasında sözü Halk Cepheliler aldılar. Söyleşi konuşmalarına dayanışmanın politik önemini anlatan kısa birer konuşma yapıp Dayanışma Fonu'na ve direnişe destek olan, direnişle dayanışma içinde olan herkese teşekkür ederek söyleşiye başladılar.

İlk olarak Halil Demir söz aldı ve emperyalizmin, Türkiye oligarşisinin ve Yunan devletinin devrimcilere karşı ortak saldırı yürüttüklerini, Atina'daki ilk yargılamalarının ve verilen kararların bu saldırıların parçası olduğunu, neden ve nasıl direniş kararı aldıklarını, direniş sürecinde neler yaşadıklarını ve zaferi Yunan halkı ve direnişe destek olan bütün halklarla birlikte kazandıklarını, önemli bir siyasal zafer kazandıklarını, bununla emperyalistlerin ve işbirlikçilerin ideolojik saldırılarının bir kısmını geri püskürttüklerini anlattı. Anti terör yasalarının gayri meşru olduğu, devrimciliğin suç olmadığı anlatıldı. Ayrıca direnişin siyasi kazanımları anlatıldı, bunlardan en önemlisinin savcının mütalaasında Türkiye faşizmine karşı mücadelenin suç sayılamayacağına, devrimciliğin terörizm olmadığı üzerine mütalaa vermesi ve mahkeme heyetinin de bunu temel almasıydı. Yani Mahkeme devrimciliğin ve faşizme karşı mücadelenin terörizm olmadığı kararına vardı. Bunun siyasal bir kazanım olduğu ve direnişle kazanıldığı belirtildi.

Sonrasında söz alan Konstantina Karsioti ise yaşanan direniş sürecinde yaratılan dayanışmanın büyüklüğünü ve yaygınlığının, bunun zaferi kazanmada önemli bir etken olduğunu ve kazanılan zaferin Yunan halkı ve Yunan solu içinde önemli bir zafer olduğunu anlattı. Anti terör yasalarıyla yapılan ve yüksek cezaların olduğu bir davada ilk kez ara tahliye kararının verildiğini ve 10 kişinin beraat ettiğini, bunu yaratanın direniş ve dayanışma olduğunu, enternasyonalist dayanışmayı daha da büyütmek ve yaygınlaştırmak gerektiğini anlattı. Son olarak da Almanya'da anti terör yasalarına karşı bir direnişin devam ettiği ve bu direnişi de zaferle sonuçlandırmak için dayanışmayı büyütmek çağrısı yapıldı.

Soru cevaplarla devam eden söyleşi sonunda direnişi anlatan Sinevizyon gösterimi yapıldı. Söyleşiye toplamda 50 kişi katıldı.