ASIRLARDIR HER KOŞULDA, HER MEVZİDE SALDIRILARA DİRENEN KADINLARIMIZLA TARİH YAZMAYA DEVAM EDİYORUZ!
SABOLARDAN HELİNLERE- EBRULARA;
AYTENLERDEN SİBELLERE HÜCRE HÜCRE DİRENEREK GELENEĞİ SÜRDÜREN KADINLARIMIZA
SELAM OLSUN!
SOKAK SOKAK, EV EV UMUDU BÜYÜTMEK İÇİN
GECESİNİ GÜNDÜZÜNE KATAN KADINLARIMIZA SELAM OLSUN!
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
KUTLU OLSUN!
8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü,
1887'de 40 bin kadın dokuma işçisinin mücadelesiyle tarihe mal olmuştur.
8 Mart 1887'nin üzerinden tam 136 yıl
geçti. Geçen 136 yılda sömürü, zulüm, katliamlar katlanarak sürdü. Burjuvazi
sokaklarda, fabrikalarda, madenlerde, atölyelerde kanımızı akıtmaya devam etti.
Burjuvazi kadını tarihten getirdiği
zulme karşı savaş geleneğinden soyutlayıp onu evlere ve işyerlerine hapsetmek
istedi.
Düşüncelerinden, tarihsel köklerinden
soyutlamak istedi. Bunun için baskı ve sömürüyü arttırıp yozlaştırma
saldırısını yoğunlaştırdı.
Moda sektörüyle, ahlaksızlığın ve
yozluğun diz boyu olduğu televizyon dizi ve filmleriyle tüketim kültürünü ve
kendi namussuzluğunu dayattı. Bugün doğrudan kadının kimliğine, insanlık
onuruna karşı yapılan bu saldırı had safhadadır.
Kadının salt bir meta, üretemeyen,
düşünemeyen, hakkını aramak bir yana kendini ifade etmekten uzak bir varlık
olarak gösterilmeye çalışıldığı bir düzende bizim kadınlarımız emperyalizme ve
faşizme meydan okudu, okumaya devam ediyor.
Biz, Anadolu kadınıyız. Mayamızda
direnmek, yokluk içinde varlığımızı korumak, gerektiğinde canımızı ortaya
koymak var.
Biz Kara Fatmaların, Gizemli Kadın
Efelerin,Zarifelerin torunlarıyız.
Burjuvazinin değersizleştirip
kültüründen, direnme dinamiklerinden koparmak istediği kadının adı yok bu
düzende.
19 Aralık'ta diri diri yakılan
bedenleriyle, dimdik ayakta 8 dakika boyunca zafer işaretleriyle meşale olup
karanlığı aydınlatan Fidanlarla, birbirinin ateşine sarılarak tutuşan Yasemin
ve Berrinlerle, yüzlerce ölüm mangasının karşısına siper yoldaşlarıyla birlikte
dikilip "gelmeyin yakarım" diye meydan okuyan Fatma Hülyalarla, ölüme
yanyana koyun koyuna meydan okuyan iki kız kardeş Canan ve Zehralarla, 25 yıldır
yılmadan devrim için soluk alıp veren ve son anına kadar dünyanın kadın erkek
tüm insanlarına gülen gözleriyle bakan Sevgi Erdoğanlarla, Anadolu'nun bilge ve
cefakar kadını Hülya Şimşeklerle, "cesedimi çiğnemeden yoldaşlarıma
dokunamazsınız" diyen Sultan Yıldızlarla, Nergizler, Fatmalar, Sibeller,
Arzularla bu ülkede artık silinemeyecek bir yere sahip olan bizim kadınlarımız
var.
19 kilo kalan bedeni ve sarsılmaz
inancıyla aklımıza kazınan Sevgi Erdoğan, “Faşist iktidarla süren bu kavgada,
biz kadınlarımızın, genç kızlarımızın devrimci savaşçı olmak için herkesten
daha çok nedeni olduğu şiarını bize gösteren Önderimizdir. ” diyor.
Önderimiz, "Kadını çeşitli
biçimlerde ezen, onu mutfağa hapseden, onun söz hakkını gasp eden bir düzende,
halkın yarısını oluşturan kadınlar olmaksızın devrimin başarısının çok zor,
hatta imkansız olduğunu biliyorsak, düzenin yarattığı çarpıklıklara yeni
çarpıklıklar eklemeden kadını ve erkeği mücadelenin her alanında, her biçiminde
omuz omuza savaşacak şekilde birleştireceğiz." diyor.
Önderimizin, Dayımızın açtığı yolda
yürüyen Sabolarımız, Edalarımız, Kevserlerimiz kuşatıldıkları üslerde teslim
olmayıp savaşı büyüttüler.
Ölüm makinası Ayhan Çarkın'a
"kadınlar daha dirençli" dedirten kadınlar, bizim kadınlarımızdı.
Gülsümanlar, Şenay analar gibi
evlatları için yaşamasını bildikleri gibi, halkları ve vatanları için ölmesini
de bildiler.
Burjuvazinin hesabınca kadınlar ne
yiyip ne yiyemeyeceğine bile karar veremesin, biz Leyla komutanların kararıyla
öldük, öldürdük.
"Her şey bitti. Hiçbir şey için
ölmeye değmez. Devir değişti" denilen bir dönemde Helin olduk, Ebru olduk
direnme geleneğimizin değişmeyeceğini ortaya koyduk.
Kadının güçsüz, dayanıksız
gösterilmeye çalışıldığı yerde tırnak uçlarından saçlarına, vücudunda işkence
görmedik yer kalmayan Ayten olduk, 898 kez daha işkencede namusumuzu koruduk,
acizliklerini yüzlerine vurduk.
Sahte delillere, faşizmin
adaletsizliğine karşı Sibel olduk, bedenimizi delil diye ortaya koyduk.
Tarihimiz boyunca her bir şehidimiz,
bir gelenek yaratarak, bir geleneğin devamcısı olarak yaşamış ve gerektiğinde
canını ortaya koymuştur.
Devrime meşale olan her bir kadın yoldaşımız,
bugün bu değer ve geleneklerden öğrenerek adımlıyor yolunu.
Bu yolda canını ortaya koyan, üreten,
emeğine sahip çıkan, direnen her bir kadınımıza selam olsun.
Tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü Kutlu Olsun!
KADIN OLMADAN DEVRİM OLMAZ, DEVRİM
OLMADAN KADIN KURTULMAZ!
DEVRİME MEŞALEDİR BİZİM KADINLARIMIZ!
SELAM OLSUN UMUDU BÜYÜTEN
KADINLARIMIZA! SELAM OLSUN SABO'NUN KIZLARINA!
HALK CEPHESİ
08.03.2023