Dünya Emekçi Kadınlar Günü olan 8 Mart, işçi ve emekçi kadınların eşitlik, özgürlük adalet mücadelesinin sembolüdür. 8 Mart’ın tarihçesinde kadın işçi ve emekçilerin insanca yaşamak için verdiği mücadeleler, ödedikleri bedeller ve bugün tüm dünyaya yayılmış bir direniş mirası vardır.
Dünyada kutlanan bütün zaferler, güzel
günler ödenen bedellerin üzerinde yükselmiştir. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar
Günü de 1857’de barikatların ardında yakılan dokuma işçisi 120 kadından, 19
Aralık’ta diri diri yakılan 6 devrimci kadına, Maraş’ta karınları deşilen
kadınlara, işkencelerde direnen kadınlara, Ebrular’a ve Helinler’e her alanda
ödenen bedellerle daha büyük anlamlar kazanıyor.
Faşist düzen zayıf, güçsüz, edilgen
kadınlar yaratmak istiyor. Bunun için kadınlara yönelik saldırılarını
arttırıyor. Ancak kadın tarihsel olarak da birçok yanıyla baskı ve sömürü
altında olduğu halde direnişini hiçbir zaman bitirmedi. Tarihte yüzlerce,
binlerce kadın kahramanın yarattığı gelenekler var, bizler de bu geleneklerin
sürdürücüsü olma onurunu taşıyoruz.
Bugün kadınlara yönelik saldırılar
yine çeşitli biçimlerde sürüyor. Bu sorun sadece kadın olmaktan kaynaklı bir
sorunmuş gibi gündeme getiriliyor, kadın sorununun faşist sistemin yarattığı
bir sorun olduğu ve ancak devrimle çözülebileceği tamamen unutturulmaya
çalışılıyor. Kadınların direnişi sadece sorunların kadın olmaktan kaynaklandığını
savunan örgütlenmelerle sürdürülmeye çalışılsa da aslında kadının asıl sorundan
ve sınıf mücadelesinden uzaklaştırıldığını görüyoruz. Bugün DKÖ’ler, emperyalizmin finanse ettiği STK’lar ve kadın
örgütleri bunun bir parçası olarak asıl işlevlerini yerine getirmiyor. Sınıf
mücadelesinden bağımsız hiçbir mücadele başarıya ulaşamaz. Tüm kadınların
yaşadıkları sorunların çözümünün mücadelenin içerisinde yer almaları olduğunu
biliyoruz.
Faşist düzenin yaratmaya çalıştığı
“mükemmel”, “ideal” kadın kavramının aksine kadının tek başına değil örgütlü,
sınıf mücadelesinin içinde, bir parçası olarak güçlü olduğunu biliyoruz. Dünden bugüne tüm kahramanlıklarda olduğu
gibi kadın kahramanlarımızı da yaratan, onları güçlü kılan devrimci mücadelenin
bir parçası olmalarıdır. Bugün burjuvazi kendi yarattığı "kadın
cinayetleri"nin çözümünü yine kendi ideolojisiyle kadını mücadeleden uzak
tutmaya çalışmakta arasa da iş yerlerimizde yaşadığımız sorunların çözümü de
evlerimizde, sokakta yaşadığımız şiddetin, yozlaşmanın çözümü de devrimdedir.
Bugün yaşadığımız bir acı, deprem
gerçeği var. Depremde kadınlar enkazlardan çocuklarını, yakınlarını dişleriyle
tırnaklarıyla çıkarmaya çalıştılar. Sağ kalanlar ise bir yaşam mücadelesi
veriyor. Orada sadece kadın olmaktan kaynaklı yaşadıkları sorunlar var ancak
biz orada kadınların sadece öfkeli çığlığını duyduk. Bu çığlığın hesabı ancak
örgütlü, devrimci mücadele ile ve direnerek sorulabilir.
8 Mart özünde direniş günüdür. Atölyelerden, fabrikalardan meydanlara
bulunduğumuz her alanda direnişler örgütlemeye ve kadının mücadelesini sınıf
mücadelemiz içinde büyütmeye devam edeceğiz.
KADININ KURTULUŞU DEVRİMDE, DEVRİMİN
GERÇEKLEŞMESİ KADININ ELLERİNDEDİR!
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
KUTLU OLSUN!
YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR
GÜNÜ!
KADINIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!