ŞAHDAMARINA
KAN OLDUK
ŞAHDAMARINA
CAN OLDUK
ÇÜNKÜ BİZİM KIZILDEREMİZ VAR!
BİZ KIZILDERE’DEN
ÖĞRENDİK
2- Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı ile saldırmak,
3- NATO kararı ile
saldırmak,
4- "Koalisyon"
müttefikleri ile beraber saldırmak,
5- Tek başına saldırmak.
Emperyalist-Kapitalist
Sisteme Verilecek En Güzel Cevap İse Şudur:
" KAHROLSUN
EMPERYALİZM!
YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ
TÜRKİYE!”
2- NATO STRATEJİK KONSEPT KARARLARI
HÜCRE HAPİSHANELERİ, NATO KARARIDIR,
LGBT, NATO KARARIDIR,
ARAP BAHARI, RENKLİ DEVRİMLER; HEPSİ NATO
KARARIDIR
2- F TİPLERİ, TECRİT SALDIRISINI MEŞRULAŞTIRMAK İÇİN “HAPİSHANELERİ ÖRGÜT YÖNETİYOR, KENDİLERİNİ
VURDULAR, KENDİLERİNİ YAKTILAR” DEDİ NATO… 6 SANİYEDE, ÜÇ KELİME İLE YERLE
BİR ETTİ ONU BİRSEN KARS: “DİRİ DİRİ YAKTILAR!” DİYEREK
TÜM DÜNYAYA DUYURDU GERÇEĞİ,
6 SANİYEDE ÜÇ KELİME İLE YERLE BİR ETTİ YALANI!
VE GERÇEKLER İÇİN, 122 ŞEHİTLE 7 YIL DİRENDİ NATO’YA ve ABD’YE
ÖZGÜR TUTSAKLAR;
ÇÜNKÜ DİRENİŞ, DEVRİMİN ŞAHDAMARIDIR!
NATO STRATEJİK KONSEPT KARARLARI,
AMERİKAN GÜVENLİK STRATEJİLERİ ÇÖKTÜ!
Çünkü
Halkları Hesaba Katmayan PROJELER, STRATEJİLER Çökmeye Mahkûmdur!
BATAKLIĞA
SAPLANDILAR
ŞİMDİ
O BATAKLIĞIN ÇAMURUNA GÖMECEĞİZ ONLARI!
1) HAPİSHANE
2) İŞKENCE
3) KATLİAM
YAPTI.
AMAÇ:
1. “TECRİT EDEREK YALNIZLAŞTIR, TERÖRİZE EDEREK İMHA ET”
POLİTİKASIYLA DEVRİMCİLERİ HALKTAN KOPARMAK,
2. İDEOLOJİK OLARAK BEYİNLERİ TESLİM ALMAK ve DEVRİMLERİ UMUT
OLMAKTAN ÇIKARTMAK!
MÜCADELEMİZİ
TERÖR DEMOGOJİSİYLE BOĞMAK, HALKLA BAĞIMIZI KESMEK VE BİZİ İMHA ETMEK
İSTİYORLAR.
Biz emperyalizmin ve kapitalizmin zulüm ve
sömürü gerçeğini iyi bilirsek, bunların tek alternatifinin sosyalizm olduğuna
inanırsak, bu düşüncelerimizden taviz vermezsek; geçici geri çekilişler,
suskunluklar, emperyalizmi yok edeceğimiz gerçeğini değiştiremez.
Yenilmemek beyindedir, düşüncededir.
Düşüncede yenilmek; emperyalizmin gücüne taparak teslim olmak,
dahası ölmek demektir. Teslim olmadık, direndik, ölmedik!
BU YAŞADIKLARIMIZIN BELKİ DAHA FAZLASINI
DA YAŞAYACAĞIZ;
AMA BİLİYORUZ:
KANLA YAZILAN TARİH SİLİNEMEZ!
MAHİR’İ, KIZILDERE’Yİ KİM SİLEBİLİR?
TESLİM ALMAK
İSTEDİNİZ;
TARİHİMİZİ
SINIF KİNİMİZ,
DİRENİŞİMİZİ
GÜCÜMÜZ YAPTIK!
İNANÇLIYIZ!
KARARLIYIZ!
ISRARLIYIZ!
Umutlu olmamız için, yarınlara inanmamız
için, her şeyden önce sarsılmaz, hiçbir koşulda yalpalamaz bir ideolojimiz var.
Hiçbir şey istenildiği gibi değil, bunu biliyoruz; ama hayallerimiz ve iddiamız
büyük. Bunları büyüterek Anadolu İhtilali’nin yolunda yürümeye devam edeceğiz.
Direniş bize bunu öğretti-öğretiyor...
EMPERYALİZMİ
YENECEK, ZAFERİ KESİN OLARAK BİZ KAZANACAĞIZ!
NEDEN?
TARİH YAZDIK, TARİHE
YAZILDIK!
TARİH NEDİR, NE
DEĞİLDİR?
* Tarih, dünümüz,
bugünümüz ve yarınımızdır.
* Tarih, dünden bugüne
yaşadığımız ve bugünden yarına yaşayacağımız her şeydir.
* Tarih köklerimizdir!
Kökümüz, mayamız, doğum
yerimiz KIZILDERE’dir!
Ölen; ama yenilmeyen,
fiziken yok olsa da kendini yeniden yeniden halkın içinde yaratan bir
ideolojinin simgesi olmaktır KIZILDERE!
Direniş neredeyse,
dünyanın merkezi orasıdır. İşte bu yüzden dünyanın merkezidir KIZILDERE!
Şimdi dünyanın merkezinden
aldığımız güçle, aynı yörüngede, sapmadan-savrulmadan-yorulmadan ilerliyoruz.
Direne direne, vuruşa
vuruşa, can vere vere, her bedeli göze ala ala büyüyoruz.
BİLİYORUZ; BU YAŞADIKLARIMIZIN DAHA FAZLASINI DA YAŞAYACAĞIZ.
Yaşamayanların tarihi, UZLAŞMA-TASFİYE-TESLİMİYET tarihidir.
Bizimkisi ise mücadelenin kanla yazılan tarihidir.
HALKA
ADALET İÇİN DİRENİŞLERİMİZLE BİR KEZ DAHA GÖSTERDİK Kİ;
HALKI
TASFİYE EDEMEZSİNİZ!
Biz bu tarihi yazarken sadece direnişlere
odaklanıp kalmadık. Elbette direnişler bizim esas gündemimizdi, hâlâ da
böyledir. Biz hayatın içinde, ülke gündeminde hangi sorun varsa onun en önünde,
tam ortasında olduk. “Ülkenin şu acil gündeminde siz yoktunuz”
diyebilecek hiç kimse çıkamaz.
Biz, ülkenin ve halkın bütün sorunlarına,
halkın kendi örgütlülüklerini kurarak devrimci çözümler ürettik, HEP HALKIMIZIN YANINDA OLDUK.
YANİ; PARTİ-CEPHE’NİN
MEŞRULUĞUNU HAYATIN İÇİNE TAŞIDIK…
MAHKEME SALONLARINDAN
MİTİNG MEYDANLARINA…
KIZIL ÖNLÜKLERDEN TETİK
ÇEKEN PARMAĞA KADAR…
TETİK ÇEKEREK, ZILGIT
ÇEKEREK, HALAY ÇEKEREK BU MEŞRULUĞU HALKIMIZA TAŞIMAYA VE YAYMAYA DEVAM
EDECEĞİZ…
BUNU NEREDEN ÖĞRENDİK?
KÖKÜMÜZDE PİR SULTAN
VAR;
“DÖNEN DÖNSÜN
BEN DÖNMEZEM YOLUMDAN” DER PİR SULTAN!
KÖKÜMÜZDE KIZILDERE VAR;
“BİZ BURAYA
DÖNMEYE DEĞİL ÖLMEYE GELDİK” DER MAHİR ÇAYAN!
HALKIMIZIN köklü ve onurlu tarihiyle, sabır
ve kararlılığıyla, saldırılar karşısında sarsılmazlığıyla, aşamayacağımız
hiçbir engel yoktur! Bu sabır ve inançla çok daha büyük çarpışmaları yaşayacak
ve kazanacağız.
Çünkü biz 51 yıldır, hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği çatışma
süreçlerini, her gün, her saat, her dakika yaşadık.
Her türlü işkence, baskı, tehdit, şantaj
ve sahtekârlık…
Onların keyfilikleri, adaletsizlikleri
hiçbir zaman bitmeyecektir.
BUNLARA KARŞI BİZ NE YAPACAĞIZ?
Bütün gücümüzle her yerde mücadele edecek,
maskelerini düşürüp gerçek yüzlerini açığa çıkaracağız. AKP faşizminin hukukla,
demokrasi ile hatta İslamcılıkla hiçbir ilgisi yoktur. AKP oligarşinin ve
emperyalizmin çıkarlarını koruyan halk düşmanı bir iktidardır. Bu iktidara
karşı mücadelemiz sürecek, AKP’nin halk düşmanı yüzünü herkese anlatacak,
yaptıklarının hesabını soracağız.
Bu yöntemlere başvurmaktan çekinmeyen düşmana
karşı saniye saniye, hücre hücre direndik, direnmeye devam edeceğiz. Çünkü
bizim için bu saldırılar, oligarşinin büyük korkusunu itiraf etmekten başka bir
şey ifade etmez. Devrimci mücadeleyi getirdiğimiz bu aşamada; bizi hiçbir
tehditle, baskıyla, sahtekârlıkla susturamazlar.
Kazanan emperyalistler ve işbirlikçileri
değil, ezilen halklar olacak. Biz olacağız!
DEVRİM, TARİHİN
ÇÖZÜLMÜŞ BİLMECESİDİR.
BİZ ARTIK ÇÖZDÜK BU
BİLMECEYİ!
Çözüm:
UZLAŞMA, TESLİMİYET,
TASFİYEYE KARŞI DİRENİŞ VE ZAFER!
DİRENİŞ ve ZAFER BİZE
AİTTİR!
SAVAŞACAĞIZ,
KAZANACAĞIZ!
İKİ TEMEL SİLAHIMIZ:
MEŞRULUK VE DİRENME HAKKI
1- MEŞRULUK
Meşru
olan mücadele etmektir. Tarihsel ve siyasal haklılıktan alır gücünü.
2- DİRENME HAKKI
Savaşı
kazanmanın ilk adımıdır: UZLAŞMAMAK!
Uzlaşmayız, Baş Eğmeyiz, Yenilmeyiz
ÇÜNKÜ KIZILDERE’DİR DOĞUM YERİMİZ…
Dünya Halklarının Kanını Emdiniz
Uzlaşma-Teslimiyet-Tasfiye Dediniz
Bağımsızlığı Gömmek, Umudu Yok Etmek
İstediniz
TUTSAK DÜŞTÜK, KATLEDİLDİK,
YARALANDIK;
DÜNYA ŞAHİT, BİZ
KAZANDIK!
Şimdi düne göre daha kararlı, daha cüretli
olmak zorundayız. Daha sabırlı ve daha çok emek vermek durumundayız. Moral
değerlerimizi en yüksekte tutmak zorundayız. Çünkü emperyalizm ve oligarşi
devrimciliğe, halka ait ne varsa yok etmek istiyor. Emperyalistlerin hiçbir
değeri yoktur. Tek düşündükleri kendi çıkarlarıdır. Onlar halkların kanına
susamış, bizi yok etmeye and içmiş düşmanlarımızdır!
Bu gerçeği unutamayız, unutturamayız. Çünkü baş çelişki hâlâ emperyalizm
ile dünya halkları arasında. Emperyalizm ve oligarşi bir yanda,
ezilen-sömürülen dünya halkları öbür yanda. Ve bu kavganın sonucunu kesin
olarak belirleyecek olan, direnen halklardır.
Halk adına davrandığını, “sol” olduğunu
iddia edip, emperyalizm ve oligarşinin saldırılarına DİRENMEME SUÇU işleyenler; tartışmasız olarak işbirlikçidirler ve
halk düşmanlarının uşağıdırlar.
Emperyalist sömürgeciliğin, işgallerin,
zulmün olduğu yerde, bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi kaçınılmaz bir
olgudur. Tüm dünya halklarını kurtuluşa götürecek olan, emperyalizme karşı
örgütlenip bir araya gelmek, mücadele etmektir.
Emperyalizm, halkların direnişi karşısında
güçsüz ve zayıftır; çünkü o, tarihsel olarak da siyasal olarak da haksızdır ve
yenilmeye mahkûmdur!
THKP-C’nin kuruluşundan bu yana 53 yıldır,
direnişlerimiz ve zaferlerimizle, tüm dünya halklarına bu gerçeği yeniden
hatırlatıyoruz.
53 yıldır direnişlerimiz ve
zaferlerimizle, halkların moral değerlerini yükseltiyor, kendine güvenini
arttırıyor ve kendi kurtuluşunu kendi elleri ile kazanabileceğine
inandırıyoruz.
Çaresiz ve umutsuz bırakılmak istenilen,
sokakta-evinde-fabrikada-madende-depremde-selde katledilen halkımızın içinde
olacağız. Biz çok daha ilerisini-iyisini yapabilecek yetenekte ve güçteyiz. Bu
nedenle yoksul halkımızın çocukları devrimciler olarak emperyalizm ve
işbirlikçilerinin korkulu rüyasıyız. Emperyalistler, bundan dolayı, bizi tutsak
etmek, katletmek için sürekli saldırıyor. Bizse halkımızın katil düzene olan
öfkesini örgütleyeceğiz.
Önümüzdeki
süreçte daha büyük bir cüretle, kararlılıkla, emekle, devrimin sorunlarına
yoğunlaşacağız. Daha disiplinli, devrimimizin ihtiyacı olan yeni insan olma
hedefiyle daha çok çalışarak, ideolojik mücadelede daha da tavizsiz olarak
yürüyeceğiz.
ANADOLU İHTİLALİNİ ZAFERE TAŞIYARAK,
DEVRİMİN, DEVRİMCİLİĞİN, HALKIN TASFİYESİNE KARŞI ZAFERİ KAZANACAĞIZ!
MAĞDUR
DEĞİL MUZAFFERİZ
YENİ
KIZILDERELER YARATARAK, UZLAŞMA-TASFİYE-TESLİMİYETİ TARİHE GÖMECEĞİZ!
Tasfiye Edilmeyiz
Biz Halkız Yenilmeyiz!
Anadolu’dan Barikat Olup, Direne Direne Emperyalizmi
Yok Edeceğiz!
TASFİYE: Yok etmek, ortadan
kaldırmaktır!
1- Bir örgütün fiziksel
veya ideolojik olarak devrim mücadelesinden uzaklaştırılması, yok edilmesi,
ortadan kaldırılması.
2- Bir düşüncenin ortadan
kaldırılması, yok edilmesi veya özünün bozulması, yozlaştırılması.
-
EMPERYALİZM
UZLAŞMA-TESLİMİYET-TASFİYE DAYATIYOR!
ASLA TESLİM OLMAYACAK, ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ!
-
TASFİYECİLİK TÜM
SİLAHLARINI KUŞANMIŞ, DEVRİMCİ HAREKETİN HIZINI KESMEK İSTİYOR! ASLA İZİN
VERMEYECEĞİZ!
-
TASFİYECİLİK İHANETTİR!
HAİNLERİ, KENDİ İHANET BATAKLIĞINA GÖMECEĞİZ!
Emperyalizm
ve oligarşi de, onun emrindeki sahte sol da devrimi ve devrimciliği tasfiye
edemediler. Çünkü her koşulda direndik, direneceğiz!
ADALET YOKSA DİRENMEK HAKTIR!
ADALETSİZLİĞE KARŞI DİRENMEK ZORUNLULUKTUR!
Direnmek tarihi bir görevdir.
Direnenler muzaffer, direnmeyenler ise mağlup olur.
NASIL DİRENİLECEĞİNİ TÜM
DÜNYAYA GÖSTERDİK
ŞİMDİ MEŞRULUK BİLİNCİNİ
YÜKSELTECEĞİZ
UMUDU, KOMİTE-MECLİS-CEPHE
OLARAK HALKA YAYACAĞIZ
GÖREVİMİZ BUDUR !
PARTİ-CEPHE’NİN MEŞRULUĞUNU HAYATIN İÇİNE TAŞIMALIYIZ
VE TÜM BUNLARIN ÖTESİNDE BELİRLEYİCİ OLAN, MEŞRULUK SAVAŞININ NİHAİ
SONUCUNU TAYİN EDECEK OLAN, BU MÜCADELEYİ ÖNCE BEYNİMİZDE KAZANMAKTIR!
Oligarşinin
politikası; halka düzen sınırları içinde siyaset dışında siyaseti yasaklamak, tüm
sınıf çıkarlarını ve toplumsal çelişkileri parlamentoya hapsetmeye çalışmak
olarak biçimlenir.
Bu düzeni
değiştirmek isteyen her şeyden önce oligarşinin "zoruna” karşı, kendi "zorunu”
örgütlemek ve bu yasaların dışında örgütlenmek zorundadır.
Başka
türlüsü mümkün değildir!
EGEMEN SINIFLARIN MEŞRULUK ÖLÇÜSÜ "DÜZEN İÇİ" OLMAKTIR
BİZ İSE PARTİ VE CEPHE’NİN MEŞRULUĞUNU HAYATIN İÇİNE TAŞIYACAĞIZ!
Meşruluk
savaşını kazanmanın yolu öncelikle, Parti’yi ve Cephe'yi hayatın içinde maddi
bir güç haline getirmekten geçer. Bu maddi gücü tarihsel haklılık ve
meşruluktan aldığımız güçle birleştirerek, hayatın her alanında ve her anında "Parti" demeli, onu öne
çıkarmalıyız. Evde, komşuda, sokakta,
kahvede, fabrikalarda, derneklerde, çadırlarda, direniş alanlarında; bu
meşaleyi cesaretle ve açıkça tutmalıyız elimizde.
Haksız bir
düzene, gayri meşru bir yönetime karşı haklı ve meşru bir savaş yürütüyoruz. İktidarı gasp eden egemenler, bu
tarihsel haklılığı ve meşruluğu ifade eden her türlü eylemi ve örgütlenmeyi
terörle yok etmeye; kitlelere haklı ve meşru olanın bu düzen olduğunu kabul
ettirmeye çalışmaktadırlar. Bu onların varlık koşuludur.
Parti ve Cephe, bu haklı ve
meşru savaşta Anadolu halklarına kazandırılmış iki güçlü silahtır. Çünkü
devrimci bir parti ve devrimci bir cephe, emekçi halkların haklılığının ve
meşruluğunun en üst boyuttaki ifadesidir.
Bir boyutu, düşmana karşı işkenceler, tutsaklıklar,
ölümler pahasına sürdürülen kavgadır.
İkinci yanı, egemenlerin haklılık ve meşruluk
üzerine yüzyıllardır yürütmüş olduğu kara propaganda ve demogojiyle
bulandırılmış olan halkımızın bilincini berraklaştırmaktır.
Bu düzenin
yasası diyor ki: “İşçiyi sömürmek yasal, patron meşru;
sömürü düzenine
karşı çıkmak gayri meşru!”
Hukuk,
egemenlerin haksız isteklerini haklı göstermenin aracıdır madem,
bizim ölçümüz
haklılık ve meşruluktur!
Kendi
koyduğu yasaları bile ayaklar altına alan bir düzenin yasasına, halklarımız
uymak zorunda değildir! Halk için fayda
ve değer üretmeyen hiçbir kurala, hiçbir yasaya halkımız uymak zorunda
değildir!
Ancak başta
sivil toplumcu-reformist sol olmak üzere tüm sendika odalar da, düzenin
yasallığına sığınmış durumdadır. Düzenin “sol” içindeki uzantısı durumundadır
ve halkın adalet mücadelesini büyütmek yerine parlamentoya çekmeye
odaklanmıştır. Boğuldukları bataklıkta, meşruluğa inançsızlığın taşıyıcısıdırlar.
Halkın
direnme ve mücadele potansiyeline, değerlerine güvensizlik, bu mücadelenin
içinde taşıdığı haklılığa, meşruluğa inançsızlıktır. Beslendikleri burjuva
ideolojisi, onları halka ihanete götürmüştür. Bu içler acısı tabloya son
verecek olan da biziz!
TARİHSEL VE SİYASAL HAKLILIĞIMIZLA
TARİH VE SINIF BİLİNCİMİZLE
HALK VE VATAN SEVGİMİZLE
DİRENİYOR, SAVAŞIYOR, KAZANIYORUZ…
SUÇ VE HAK!
EGEMENLER İÇİN SUÇ OLAN, BİZE HAKTIR
BİZİM İÇİN HAK OLAN, EGEMENLER İÇİN
SUÇTUR; BU GERÇEKLE SAVAŞACAĞIZ.
DİRENMEK HAKTIR, DİRENİŞE SALDIRMAK SUÇ;
BİLECEĞİZ
BİZE YASAKLANAN, ASLINDA HAKTIR;
BİLECEĞİZ
BİZE HAK OLANI YASAKLAMAK, DÜŞMANIN
SUÇUDUR; SUÇLARINI GİZLEMEK İÇİN BİZE DAHA ÇOK YASAK KOYARLAR; BİLECEĞİZ…
HALKIN HUKUKU BUDUR.
HAK VE SUÇ…
HAK NE, SUÇ NE; ÇOK İYİ BİLİYORUZ!
Bu bilinçle ölümün destansı
direnişlerle, tilililerle, marşlarla karşılandığı, kahramanlığın
halklaştırıldığı bir tarih yarattık. Emperyalizmin
ekonomik, politik, kültürel, ideolojik, askeri tüm saldırılarını
direnişlerimizle, 30 kiloluk bedenlerimizle alt ettik.
Devrimi umut olmaktan çıkarmalarına,
sosyalizme inançsızlaştırmalarına, halkın mücadelesini tasfiye etmelerine izin
vermedik!
KAZANMAK,
GEREKENDEN FAZLASINI YAPMAKLA OLANAKLIDIR
Devrimci
halk kurtuluş savaşında iktidara kafa tutan, dengeleri sarsan, statüleri yıkan
partimizin, devrimin öncüsüyüz. Şimdiye kadar hiçbir zaferi, hiçbir değeri
bedelsiz kazanmadık. Tarihimiz kanları ile tarih yazan şehitlerimizin yüksek
kazanma bilincine tanıktır. Yaşamının son anında bile düşmana darbe vurma
bilinci bizi devrime taşıyan en değerli silahımızdır.
“GEREKENİ
YAPARAK” DEĞİL, DAHA FAZLASINI YAPARAK BAŞARACAĞIZ!
Hiçbir
Parti-Cepheli "üzerime düşeni
yaptım" ya da “söylenseydi yapardım"
demeyi kendine yakıştırmamalıdır. Milyonlarcası çadırlarda
soğukta-çamurda-yağmur altında yaşayan halkımıza, yoksul halkımız için adalet
mücadelesi veren şehitlerimize ADALET sözümüz var!
YAŞAMIMIZI
DİSİPLİNE ETMEKTE DAHA ISRARLI OLACAĞIZ!
Zulüm
altında inletilen Anadolu halkları, emperyalizmin vahşeti altında yaşayan dünya
halklarının kurtuluşu ellerimizdedir. Rehavete kapılmamalı, yaptığımızla
yetinmemeliyiz. Bunca kuşatmanın, uzlaşma-teslimiyet-tasfiye saldırılarının
ortasında; başarabilmek için daha kararlı, daha fedakâr, daha cesur, daha
coşkulu, daha disiplinli olacağız. Direnişlerimizin ve zaferlerimizin yarattığı
umudu örgütlemek, bulunduğumuz her yerde Halk Komiteleri, Halk Meclisleri,
Cephe örgütlenmeleri kurmak için daha büyük bir disiplinle çalışacağız.
BİLİYORUZ Kİ HALKA SALDIRILARIN ÖNÜ
ANCAK HALKIN KENDİ ÖRGÜTLÜLÜĞÜYLE KESİLEBİLİR
ÖRGÜTLENME HAKKI YOKSA HİÇBİR HAKKIMIZ YOKTUR!
DÜŞMAN ÖRGÜTLENME HAKKINI GASP ETMEK İÇİN
SALDIRIYOR, YAKIYOR, YIKIYOR, MÜHÜRLÜYOR!
EN GÜÇLÜ DİRENME ARACI ÖRGÜTTÜR.
DÜŞMAN BU NEDENLE HALKIN ÖRGÜTLERİNE SALDIRIYOR!
Düşman bu nedenle halkla bağımızı kopartmak istiyor.
Çünkü biliyorlar ki, ÖRGÜTLÜ HALK YENİLMEZ.
*Halkla bağımızı koparmak için terör demogojisine başvuruyorlar.
Çünkü bizi terörist olarak gösterirlerse, halkla aramızdaki güçlü
bağı kopartabileceklerini sanıyorlar.
*EN BÜYÜK, EN GÜÇLÜ DİRENİŞ AYGITI ÖRGÜT’TÜR.
*EN BÜYÜK, EN GÜÇLÜ HAK ARAMA ARACI ÖRGÜT’TÜR.
* ÖRGÜTSÜZ HAK ALMA MÜCADELESİ ETKİSİZDİR, BAŞARI ŞANSI YOKTUR.
* DÜŞMAN BU NEDENLE HALK ÖRGÜTLÜLÜKLERİNE SALDIRIYOR!
DİRENEREK, ÖRGÜTÜ VE ÖRGÜTLÜLÜĞÜ MEŞRULUKLA SAVUNARAK KAZANIYORUZ!
DİRENMENİN HAK OLDUĞUNU,
DİRENİŞİN HAKKININ ZAFER OLDUĞUNU,
KAZANANLARIN ANCAK DİRENENLER OLDUĞUNU BİLEREK DİRENİYOR VE
KAZANIYORUZ!
Bunu, yıkmak istediğimiz düzenin
adaletine teslim olmayarak başarıyoruz!
Her koşulda direnerek, tek başımıza da
kalsak Cepheli kimliğimize sahip çıkarak başarıyoruz!
Marksist-Leninist ideolojinin
yenilmezliğine olan sarsılmaz inancımızla başardık!
Şehitlerimizden aldığımız güçle,
halklarımızın geleceğini kurma özlemiyle direnerek başarıyoruz!
Dünya halklarını kurtuluşa götürecek
silahlı mücadeleden vazgeçmeyen tek örgüt olmanın sorumluluğunu yerine
getirerek başarıyoruz!
İdeolojik netliğimizden, ideolojik kararlılığımızdan,
ideolojik bağımsızlığımızdan asla taviz vermeyerek başarıyoruz!
İktidar iddiamızdan, halka inanmaktan
asla vazgeçmeyerek başarıyoruz!
Düzenden her yönüyle kopuşu
gerçekleştirerek, asla uzlaşmayarak başarıyoruz!
Çünkü biliyorduk ki; Kızıldere
tasfiye edilemez!
Kızıldere tasfiye
edilemedikçe, halk tasfiye edilemez!
30 MART-17 NİSAN ŞEHİTLERİMİZİ ANMA,
ÖNDERLERİMİZİ SELAMLAMA, UMUDUN KURULUŞUNU KUTLAMA HAFTASINDA HALKIMIZA VE
ŞEHİTLERİMİZE SÖZÜMÜZDÜR:
DAHA
FAZLASINI BAŞARMAK İÇİN DAHA ÇOK ÖRGÜTLENECEĞİZ!
HALK
ÖRGÜTLÜLÜKLERİNİ BÜYÜTECEĞİZ!
UMUDUN 29.
YILINDA, ANADOLU’NUN DÖRT BİR YANINDA
KOMİTE-MECLİS-CEPHE
ÖRGÜTLENMELERİMİZİ KURACAĞIZ
EMPERYALİZMİN
ve FAŞİZMİN TASFİYE SALDIRILARINA KARŞI, HALKIMIZIN KENDİ ÖRGÜTLÜLÜKLERİYLE
ÇIKACAĞIZ!
İŞBİRLİKÇİLİĞİN,
UŞAKLIĞIN ve İHANETİN
ANADOLU
TOPRAKLARINDA BOY VERMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ!
“SOSYALİZM
ÖLDÜ ELVEDA PROLETERYA” DEDİLER
“TARİHİN SONU
GELDİ, SINIFLAR BİTTİ” DEDİLER
ASIL SONU
GELEN EMPERYALİZMDİR
TASFİYEYE
İZİN VERMEYECEK, BİZ EMPERYALİZMİN SONUNU GETİRECEĞİZ!
TEK YOL
DEVRİM TEK KURTULUŞ SOSYALİZM!
KURTULUŞA
KADAR SAVAŞ!