Güzergahımız Mariupol. Yol boyunca ciddi bir askeri hareketlilik ve mevzileri görerek ilerliyoruz. Şehre girmeden önce yeni bir araç ve bir koruma grubu ile buluşuyoruz ilk önce. Silahlı ve teçhizatları ile bize eşlik edecekler biz ayrılana kadar. Her olasılığa karşı tıbbi malzemelerini de yanlarında getirmişler. Hepsi genç ve deneyimli. Birisine Çeçen misin diye soruyoruz. Önemi yok Rus’um ben diyor.
Çok ciddi çatışmaların yaşandığı ve faşist güçlere karşı verilen direnişin izleri ile karşılaşıyoruz şehre girerken. Hemen hemen tüm binalar, park alanları, caddeler ve fabrikalar zarar görmüş. Yıkım ve tahribat çok büyük. Ama buna rağmen çok yoğun tadilat var tüm şehirde.
İlk olarak ocak ayında Ukrayna ordusu tarafından hedef alınarak vurulan sivil yerleşim alanına gidiyoruz. O binada yaşayan bir genç karşılıyor bizi. Binada sadece sivillerin yaşadığını ve kendisinin de geçici bir yere yerleştirildiğini anlattı. Apartmanların içerisinde olan ev malzemeleri hala dışarıdan gözüküyor. Halı, mutfak araç gereçleri, beyaz eşyalar. Yıkılan sadece binalar değil, hayatlar yıkılmış.
Başka bir binanın önünde durduğumuzda çekimlerimizi yaparken bizi çağırıyorlar. Türkiyeli işçiler var tadilat yapan. St. Petersburg merkezli bir şirketin çalışanları dört aydır tamir edilebilinecek yerleşim yerlerini yeniden yapılandırıyorlar. Şehirde yıkımın büyük olduğunu söylüyorlar. Ağır tahribat yaratabilecek bombaların kullanılmasına rağmen Sovyet mimarisi binaların sütunlarının büyük oranda ayakta kaldığını ve sağlamlığını koruduğunu belirttiler. Dört ay boyunca herhangi bir çatışmaya tanıklık etmemişler. Kendileri ise bombalamadan etkilen binaların dış cephe yapısını bozmadan yeniden restorasyonunu yaptıklarını belirttiler. En önemli olarak şehrin tamamında, elektrik, sıcak su ve gazın tamamen eksiksiz bir şekilde sağlandığını ama ara sıra kısa süre mecburi kesinti yaşanıyormuş. Kendileri gibi birçok şirket binlerce binayı yeniden tamir ediyormuş. Stalin döneminde yapılan sağlam yapılar karşısında hayranlıklarını açıkça belirtiyorlar. Tüm şehirde ayakta kalan binaların ve yeni tamir edilenlerin pencereleri değiştirilmiş.
Yeni geçici evler de yapılıyor şehir merkezine. İki katlı. Buraya yerleştirilen halk kendi evleri tamir edildikten sonra ya da yeni yapılan konutlar bitirilince buralara yerleştirilecekler. Bu yoğun yeniden yapılanma konusunda memnun olan halk ayrıca inşaat alanında iş olanağının mümkün olmasından dolayı mutlu.
Şehrin dışına doğru yol alıyoruz. Yol boyunca ev ev, oda oda faşist birliklere karşı gerçekleşen çatışmalardan dolayı tahrip edilen binaları görmeye devam ediyoruz.
Rusya Merkezi yönetiminin ve St Petersburg yönetiminin finanse ettiği yeni sitelere geliyoruz. Modern yapıların olduğu alanın etrafı çatışmaların olduğu dönemde Nazilerin konuşlandığı ve kurdukları kampların bölgesi arasında. Buralarda halka kan kusturmuşlar. Sokağa çıkanları hedef alıp katletmişler. Naziler bu alanlarda kurdukları kamp içerisindeki işkence merkezilerini kütüphane ve katlettikleri halkıda kitap olarak tanımlamışlar. Faşizmin ahlaksızlığının ve insana verdiği değerin eğlence meselesi olabilecek seviyeye getirilmesi nasıl bir düşman ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Yapıları geziyoruz anlatımlar ile. Olduğumuz sitede binlerce daire mevcut. Çocuk oyun alanları, market ve benzeri tüm ihtiyaçlarını karşılayacak yeni bir yaşam alanı inşa edilmiş.
Evler farklı aile sayılarına göre yapılmış. Her şey hemen hemen bitmiş durumda. Yetkilileri soru yağmuruna tutuyoruz. Bu binalara evleri tamamen tahrip olan halk yerleştirilecek. Bir sene boyu herhangi bir elektrik, su, gaz faturası alınmayacak. Evlerin tapuları orada kalacak ailelere verilecek ve taşındıklarında hayatlarını tekrar kurabilmeleri için yüz bin ruble alacaklar. Tekrar tekrar soruyoruz tapuların hiçbir karşılığı olmadan verileceğini doğru anladığımıza ve her seferinde evet yanıtını aldık.
Bazı apartmanlara yerleşen halk ile de konuşuyoruz ve onlarda bunu onaylıyorlar. Herkes çok memnun yeniden bir yaşam kurabileceklerine.
Deniz kıyısına paralel olan tren istasyonundayız. Tamamen tahrip edilmiş ve raylar üzerinde olan trenler yakılmış. Bu bölgede Naziler ve Ukrayna askerleri çekilirken kumsal da dahil olmak üzere tüm kıyı boyuna ve tren yolu çevresine mayın döşemişler. Bastığımız yerlere dikkat etmemizi istiyorlar. Portekizli bir gazeteci arkadaşımız önceden bu bölgeye gelmiş ve yaşadıklarını bize aktardı. Habere giderken bir kadının bağırdığını ve oraya doğru yöneldiklerinde kadının mayına basıp ciddi şekilde bacağından yaralandığına tanıklık etmiş. Ve bunun gibi onlarca örnek var Mariupol’da.
Berdiansk’a doğru yoldayız yine. Yol üzerinde bir Sanatoryum’a davetliyiz ve burada yemek arası veriyoruz. Okulda çocukların yedikleri yemeklerden ikram ediyorlar bize. Bina Sovyet mozaiklerle kaplanmış bir yapı.
Yakınlardaki bir deniz fenerine götürüyorlar bizi. Sovyetlerin en eski deniz feneri. Kapıda bizi Sovyetler dönemini yaşamış ve altmış yıldır oranın bekçiliğini ve bakıcılığını yapan bir amca karşılıyor. Tüm ailesi ile orada yaşadığını belirtiyor. Fener tepesine çıkıp tarihi anlara şahitlik ediyoruz. İkinci dünya savaşında Naziler tarafından tahrip edildikten sonra yenilenmiş ve kısa süre önce tekrar tadilattan çıkmış. Tarihini ve değerlerini koruyan bir kültür Sovyet kültürü.
Her gittiğimiz yerde koruma ekibinin gözleri etrafta ve bizi her zaman aralarında tutmaya çalışıyorlar. Şimdiye kadar çok güzel sohbetler geliştirdik ve bize dedelerinden öğrendikleri Sovyetleri anlatıyorlar. O zamana olan özlemlerini torunlarına aktırmışlar ve bu tarihin bilinci ile yaşayan bir gençlik.
Berdiansk merkezinde kısa bir dinlenme turu gerçekleştirirken ve Melitopol’da kalacağımız otelin saldırıya uğrandığını öğreniyoruz. Yeni plan yapıyor görevliler ve daha sıkı bir koruma ile başka otele götürüyorlar. Tüm cihazlarımızı kapattık. Kayıt yaptırmadan hızlıca otele yerleşiyoruz ve dinlenmeye geçiyor birçoğu dostumuz. Biz ise Lugansk Halk Cumhuriyeti Sendika Birliği başkanı ile röportaj yapıyoruz.
Şimdiye kadar gezdiğimiz yerlere kıyasla bugün yıkıma ve tahribata daha fazla tanıklık ettik. Yıkılan binaların arasında süren yeniden yapılanma ve bir yaşam kurma çabasına tanıklık ettik. Bazılarımız savaşın bıraktığı izlere ilk defa tanıklık ediyor. Dün gittiğimiz Gorlovka’ya saldırı olduğunu ve ölenlerin olduğunu öğreniyoruz.