5 Soruda Deprem
1) Deprem Nedir?
Deprem, Türk Dil Kurumu sözlüğünde
"Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya
yanardağların püskürtme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sızıntı, yer
sarsıntısı, zelzele" olarak tanımlanmaktadır.
2) Deprem Nasıl Oluşur?
Dünya üç katmandan oluşur. İçeriden
dışarıya sıralayacak olursak bunlar çekirdek (kor), manto ve kabuktur.
Kabuk kısmında büyük kara parçaları
bulunur. Bunların bir kısmını gözümüzle görebiliriz; çünkü dünyanın
yüzeyindedir. Bir kısmını ise gözümüzle göremeyiz; çünkü bu kara parçaları,
okyanus vb. büyük su kütlelerinin altındadır. Bu kara parçaları, vücudumuzu
kaplayan deri gibi tek parça bir yapıda değildir. Bir yapboz gibi parçalardan
(tektonik levhalardan) oluşur. Bu levhalar sürekli hareket halindedir.
Birbirlerinin yanından kayarlar, birbirlerine çarparlar vb. Bu hareketlerin
çoğu, levhaların sınırlarında gerçekleşir. Bu levha sınırlarına fay diyoruz.
Depremler de işte bu fay hatlarında meydana gelir.
Dünyanın en iç kısmındaki çekirdek
(kor) katmanı, yaklaşık 5500 derecelik çok yüksek bir sıcaklığa sahiptir. Bu
sıcaklık, dış katmanlara ısı enerjisi olarak yayılır ve bir üst katman olan
manto tabakasında magma adı verilen, erimiş mineral ve kayalardan çok yoğun bir
sıvının oluşmasını sağlar. Sıcaklık, çekirdekten kabuğa gittikçe düşer ve
magmanın sıcaklığı azalır. Bu sıcaklık farkı nedeniyle, magmanın çekirdeğe
yakın (yani daha sıcak) olan iç kısımları, dışa doğru yükselir. Magmanın kabuğa
yakın dış kısımlarıysa içe doğru hareket eder. Magmanın bu hareketleri, kabuk
bölgesindeki levhalara kuvvet uygulayarak farklı yönlere hareket etmelerine
neden olur. Hareket eden levhalar da birbirleriyle çarpışır. Bu çarpışma, çok
yavaş; ancak küresel boyutta çok şiddetlidir. Levhaların bu hareketleri, deprem
gibi doğa olaylarına neden olur.
3) Ülkemizde bu kadar sık deprem
görülmesinin nedeni nedir?
Türkiye coğrafyasında 3 tektonik levha
bulunmaktadır. Bunlar Anadolu Levhası, Arap Levhası ve Avrasya Levhası'dır. Bu
3 levha, ülkemizde 3 farklı ölümcül fay hattı oluşturmuştur. Bunlar ise Kuzey
Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı'dır.
Ülkemizdeki büyük depremlerin hepsi, bu 3 fay hattı üzerinde (çoğunlukla da
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda) gerçekleşmiştir. Ülkemiz nüfusunun %71’inin deprem
bölgesinde yaşıyor olması da bunun bir sonucudur.
4) Neden uzmanlar sürekli "büyük
bir İstanbul depremi bekleniyor, hazırlıklı olun" uyarıları yapmaktadır?
İstanbul'un ilçeleri-semtleri, Kuzey
Anadolu Fay Hattı'nın üzerinde ya da çok yakınında bulunmaktadır. Son 100 yılda
bu fay hattı boyunca batıya doğru bir dizi deprem meydana gelmiştir ve her
depremde fay üzerindeki enerji, fay hattının batısına doğru kaymıştır. 17
Ağustos 1999'daki İzmit - Gölcük merkezli Marmara depreminin ardından,
Gölcük'ün batısında bulunan İstanbul merkezli bir depremin beklenmesinin nedeni
budur.
5) Ülkemizdeki depremlerde neden bu
kadar çok insan hayatını kaybediyor; neden bu kadar çok bina yıkılıyor?
Bir binanın depreme dayanıklı
olabilmesi için;
i) Zemininin sağlam olması,
ii) Kullanılan betonun dayanıklı
malzemeden yapılması,
iii) Betonun içerisinde yeterli
miktarda demirin bulunması gerekir.
Bu üç koşulun birini sağlamayan bir
bina, dayanıklı değildir ve depremde yıkılma riski taşır. Ayrıca riskli deprem
bölgesindeki yerleşim yerlerinde çok katlı binaların olmaması gerekir.
Ülkemizdeki binaların büyük bir çoğunluğu, bu gerekliliklerin hiçbirini
sağlamamaktadır. Hepsini birden sağlayan binaların sayısı çok azdır. Son
depremde bu gerçekleri gördük. Hatay şehrinin zemin yerleşkesini Amik Ovası'na
kurulması; karayollarından havalimanına, hastanelerinden binalarına koskoca bir
kentin harabeye dönmesine yol açtı. Yıkılan ve hasar gören binalardan alınan
örnekler, yapı için kullanılan malzemelerin dayanıksız olduğunu gösterdi.
Emperyalizmin işbirlikçisi AKP
iktidarı; bir taraftan kentsel dönüşüm diyerek halkın gecekondularını yıkarken,
diğer taraftan rant için ülkemizi inşaat alanına çevirdi. 20 yılda 9 imar affı
çıkardı. İhalelerle, yağma ve talanla ceplerini dolduran AKP'nin inşaat
tekelleri, on binlerce insanımızın katili oldu.
İnsanlık doğa güçlerini kontrol altına
alma konusunda çok büyük adımlar atmıştır, ancak kapitalizmin işleyişi yüzünden
doğa olayları hiç de doğal olmayan afet ve felâketlere dönüşmektedir.
Depremlerde ölen on binlerce emekçi; çürük, altyapısı olmayan yerleşim
yerlerinde adeta ölüme terk edilmiştir. Yerleşim yerlerinin sağlam alanlar
üzerinde kurulduğu, planlı konutların inşa edildiği, gerekli önlemlerin
alındığı bir yerde, depremlerin ve diğer yıkıcı doğa olaylarının ciddi bir can
ve mal kaybına yol açmayacağı açıktır. Güvenli yerleşim yerlerinde ikamet eden
zenginlerin, yaşanan doğal afetlerde kıllarına bile zarar gelmemesinin sebebi
budur.
HALKIN MÜHENDİS MİMARLARI