Bu sabah yine sarsıntıyla uyandı halkımız, binlerle göçük altında kaldı. Birincisi sabah merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi, saat: 04.17'de ve 7.7 ve aynı gün öğlen saatlerinde 13.28'de merkez üssü Elbistan olan ikinci depremin büyüklüğü ise 7.6 idi. Daha sabahın erken saatlerinde yaşanan depremin sonuçları belli değilken, yeni bir depremin olması yıkımları da iki katına çıkardı.
Halkımız
deprem altında, halkımız acılar içinde. Acılarımız, kayıplarımız büyük.
İnsanlarımız kendi çabalarıyla birbirine yardım ediyor. Devlet ise her zamanki
gibi YOK! Zarar gören tüm insanlarımıza, halkımıza başsağlığı diliyoruz.
Geçmiş
olsun demek istiyoruz, geçmiyor! Acılarımızın biri bitmeden biri başlıyor.
"Sesimi
duyan var mı" dedik duyan iktidar duymadı.
Peşpeşe
yaşanan depremlerin bizi öldüreceğini onlarca yıldır söylüyor, uyarıyordu bilim
insanları. 40 binden fazla can kaybıyla sonuçlanan depremden dersler sıralandı.
"Deprem değil, tedbirsizlik öldürür" dedik ama tam 24 yıl sonra yine
aynı görüntülerle, aynı tedbirsizlikle karşı karşıyayız. Göçük altında kalana
mı yanalım, kar altında dışarda kalana mı? Hangi birine yanalım. Tedbir
almayan, depreme dayanıklı binalar yapmayan Türkiye faşizmi, AKP iktidarı bu
can kayıplarının birinci sorumlusudur. Hesap soracağız.
Öfkeliyiz.
Yıkım altında kalan 10 dan fazla ilimizde göçük altında kalan halkımızın katili
AKP'dir.
Bu
felaketin sorumlusu, kar hırsı, insan yaşamını hiçe sayan politikaları, inşaat
sektöründen nemalanması dolayısıyla izin verdiği inşaatların yapımına izin
vermesindendir.
Tüm
bu sorumlulukların kendine ait olmasına rağmen, depremde etkilenen insanlara
yardım göndermek, enkaz altındakilerini kurtarmak yerine basın, yayın
kurumlarına "yayın yasağı" getiriyor. Mahalle yanıyor, onlar saçını
tarıyor. Çünkü, bu görüntü AKP'nin yönetim politikasının fotoğrafıdır. Ancak bu
defa da yoksul halk olarak bizler kaldık bu yıkıntının altında.
Şimdi
çıkıp " Depremin alanı çok geniş, hava koşulları kötü, helikopterler
kalkamıyor" diyorlar.
Yıllardır
bilim insanlarının uyarılarına kulak tıkayanlar, görmezden gelenler, şimdi
kurtulmamız için "dua" istiyor.
YALANCILAR,
KATİLLER!
Üzgünüz,
binlerce insanımız göçük altında kurtarılmayı bekliyor. Sokaklarda, kışın
ortasında, çoluk çocuk sokaklarda aç, susuz bekliyor.
Öfkeliyiz,
kendini düşünmekten, halkın çıkarlarını unutmuş, hiç bir refleksi, hazırlığı
olmayan beceriksizce davranan bu koşullarda bile kendi çıkarlarını düşünen
sömürü düzenine...
Öfkeliyiz,
memleketimizde insanlarımız, kar altında çadırsız, susuz, yemeksiz on binlerce
insan sokaklarda.
Öfkeliyiz,
bile bile, göre göre, bizleri katlettiğiniz için!
Ancak
ant olsun, şart olsun ki, bu yıkıntının altında sadece halk kalmayacak!
Ant
olsun, şart olsun ki bu halk sizi sebep olduğunuz bu yıkıntıların altında
bırakacak.
Yüreğimiz,
ülkemizin güneyinde, güneydoğusunda, doğusunda onlarla birlikte atıyor.
Yüreğimiz,
Kahramanmaraş,
Gaziantep,
Adıyaman,
Antakya,
Adana,
Malatya,
Kilis,
Diyarbakır,
Şanlıurfa
ve tüm etkilenen şehirlerimizde.
Yüreğimiz
göçük altında...
Bu
acıları da dayanışmalarımızla, el birliğiyle aşacağız, aşmayı başaracağız. Biz
bu yıkıntının altında da kalkacağız. Çünkü biz halkız!
Ancak
bu düzenin, AKP iktidarının halkımıza yaptıklarını asla unutmayacağız. Hesap
Soracağız!
DEPREM
DEĞİL AKP ÖLDÜRÜR!
KATİL
DEVLET, KATİL AKP HALKA HESAP VERECEK!
HALKIZ
HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!
ALMANYA
HALK CEPHESİ