Almanya da oturumları ellerinde alınan devrimciler hakları için direnmeye devam ediyor. Yıllarca Almanya da yaşayan, burada çalışan, evli olan, çoluk çocuğu olan ve hukuksal olarak oturumu hakkı olan insanların düşüncelerinden dolayı oturum hakları elinden alınarak, gözdağı verilmeye çalışılıyor. Bu durum yeni bir durum olmamakla birlikte 4 yıldır ciddi bir direniş sürüyor. Verilen oturumların yeniden gaspedilmesiyle başlayan ve bu durumu kabul etmeyen ve sadece kendileri için değil, aynı hak gaspıyla karşılaşan insanlar içinde bir örnek yaratan önce " Düsseldorf Direnişçileri" adıyla anılan şimdi ise kendileri gibi direnenlerle birlikte kurdukları meclis ismiyle "Direnişler Meclisi" adıyla tanınan direnişçiler 6 Kasım tarihinde 4. yılına giriyor.
Dört
yıldır, gasp edilen oturumlarını talep ediyorlar.
Dört
yıldır, bütün hukuksuzluklara karşı mütevazi direnişlerini sürdürüyorlar.
Dört
yıldır, adaletsiz, hukuksuz keyfi uygulamaları teşhir etmeye devam ediyorlar,
Dört
yıldır taleplerinden bir milim sapmadan, direnişlerinin nedenini Türkiye ve
Alman kamuoyuna anlatmaya çalışıyorlar...
Dört
yıldır, emperyalizmin 30 km sınırlamasına, para cezalarına, mahkemelerine boyun
eğmediler,
Almanya
her ihtiyaç duyduğunda Nazilerden kalma yasaları kullanmakta sakınca görmüyor.
İnsanlık Sosyalizm sayesinde Nazilerden kurtulduğu halde, her fırsatta insanlar
Naziler korkusuyla terbiye edilmeye çalışılıyor. Ve tüm bu insanlık dışı
uygulamaları da makul gösterip, kabul edilebilir hale getirmeye çalışıyorlar.
Devlet eliyle Neo naziler geliştirilip, silahlandırılıyor, bu faşist örgütlenmelerin
göçmen halklara karşı katliamları bilinçli bir şekilde kapatılıyor, bireysel
eylemlermiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Her geçen gün Almanya da yaşayan göçmen
halklara karşı saldırılar çoğalıyor. Bu saldırıların bir parçası da Oturum
haklarının gasp edilmesidir. İşte Direnişler Meclisi bu saldırılara karşı
direnmeye başladı. Oturumu elinden alınmış insanların tek başına çaresizlikle
her türlü dayatmayı kabul etmelerini değil, direnmeleri gerektiğinin örneğini
yarattı. "Oturum hakkı" hem uluslar arası hukukta, hem de Almanya nın
anayasasında yer alan bir haktır. Ancak Almanya devleti bu hakkı istediği zaman
yok sayabilmekte, gasp edebilmekte, tehdit aracı yapabilmekte ya da yok
sayabilmektedir. Her gerici ideolojinin söylediği gibi Almanya da da hakların için
mücadele ettiğinde "Beğenmiyorsan kendi ülkene dön" denilerek ülke
dışı gösterilmektedir. Uluslararası hukukla güvence altına alındığı söylenen
Oturum hakkı Almanya'nın canı istediğinde uyguladığı, istemediğinde ise her türlü
komplolarla, zorbalıkla insanların sınır dışı edilmeleriyle sonuçlanmaktadır.
Yani göçmen halkları terbiye etmek için her zaman bir sopa görevi görmektedir.
Bizlerde Almanya da yaşayan ve siyasi düşüncelerini geldiği ülkede bırakmamış
olan devrimciler olarak, bu adaletsizliklere, hukuksuzluklara karşı
direniyoruz. Oturumlarımız için direnişin anlamı tam olarak budur. Bizi
işbirlikçi olmaya, biat etmeye zorlayan dayatmalara karşı direniyoruz. 30 km
sınırı getirerek, dışarda olduğumuz halde bizi hapsetmeyi hedefleyen karara
uymamızı bekliyorlar. Kendi gardiyanımız olmayı, kendimizi hapsetmeyi meşru görmemizi
istiyorlar. Bunu kabul etmediğimizde bize davalar açarak, hapislikle tehdit
ediyorlar. İçerde de dışarda da bizim için düşündükleri hapishane. Bunlara
karşı direniyor Direnişçiler Meclisi. Ve haklarımızı geri alana kadar da
direnmeye devam edeceğiz. Oturum sorunu yaşayanları Direnişler Meclisi çatısı
altında örgütlenmeye, Direnişler Meclisinin direnişine destek vermeye,
direnmeye, 3 Kasım 2022 günü İLKER ŞAHİN'in mahkemesine katılmay 6 Kasım'da
Direnişler Meclisinin yapacağı Kurultay'a katılmaya çağırıyoruz.
SELAM OLSUN 4. YILINDA OTURUM HAKKI İÇİN DİRENENLERE!
SELAM
OLSUN ALMANYA DİRENİŞLER MECLİSİNE!
OTURUM
HAKTIR GASP EDİLEMEZ!
6
KASIM DA KURULTAY'DA OLACAĞIZ!
DİRENE
DİRENE KAZANACAĞIZ!
ALMANYA
HALK CEPHESİ