Tutuklu Avukatlar İçin Avrupa'daki Meslektaşlarına ve
Milletvekillerine Çağrı
Türkiyeli Meslektaşlarımız Hala Tutsak Hukuksuzluk,
Adaletsizlik Hala Sürüyor…
Anayasa Mahkemesi Hukuku Uygulasın, Tutsak Avukatlar
Serbest Bırakılsın!
Türkiyeli iki avukat, iki meslektaşımız, Ebru Timtik ve
Aytaç Ünsal hayatlarını ortaya koyarak bir gerçeği, Türkiye’de hukukun ve adil
yargılanmanın olmadığı gerçeğini duyurmaya çalıştılar. Ebru canını, Aytaç ise
sağlığını feda etti bunun için.
Ebru ve Aytaç, diğer 15 meslektaşlarıyla birlikte tutuklu
olarak yargılandıkları hukuka aykırı, adil olmayan bir yargılamayla 159 yıl
hapis cezasına çarptırıldılar. Dünyanın birçok yerinden meslektaşlarımız,
barolar ve hukuk örgütleri bu hukuksuzluğa, adaletsizliğe tanıklık ettiler.
Hiçbir hukuk kuralına uyulmayan, gerçek anlamda bir siyasi
intikam yargılaması olan bu dava, Türkiye tarihinin en önemli siyasi
davalarından biri oldu. Siyasi iktidar başından sonuna kadar davanın her
aşamasında açıkça müdahale etti. Davaya bakan hakimler ve savcılar üzerinde
baskı kurdu, istediği gibi kararlar verilmesini sağladı.
Davanın ilk duruşmasında 17 avukatın tamamı tahliye
edilmişti ancak tahliye kararı veren mahkeme, siyasi iktidarın açık baskısı ve
tehditleri sonucu, 12 avukat hakkındaki tahliye kararını sadece 10 saat sonra
kaldırarak tekrar tutuklama kararı verdi. Ancak siyasi iktidarın davaya
müdahalesi o kadar açık ve pervasızdı ki, tekrar tutuklama kararı da hakimleri
kurtarmaya yetmedi. Tahliye kararı veren hakimler, bu kararın bedelini,
karardan sadece iki gün sonra görevden alınarak ödediler. Bu heyette yer alan
mahkeme başkanı ve üyeler başka mahkemelere gönderilerek cezalandırıldılar.
Görevden alınan hakimlerin yerine Akın Gürlek başkanlığındaki özel olarak
seçilmiş bir heyet atandı.
Mahkemeye yeni atanan Akın Gürlek sıradan bir hakim değildi.
O, bütün hukuk ilkelerini ve kurallarını yok sayan, bağımsız ve tarafsız bir
hakimden çok siyasi iktidarın emir ve talimatlarına uygun hareket eden bir
memur görevini üstlenen özel seçilmiş bir kişiydi. Yalnızca bu davada değil
benzer nitelikli birçok davada verdiği hukuka aykırı kararlar da bunu
göstermiştir.
İki meslektaşımız, halkın avukatları Ebru Timtik ve Aytaç
Ünsal işte bu nedenle, bu kadar aleni bir şekilde yaşanan hukuksuzluğa,
adaletsizliğe boyun eğmediler. Kendilerine ve meslektaşlarına verilen hukuksuz
cezalara karşı seslerini duyurabilmek ve tekrar özgürce avukatlık yapabilmek
için birçok yolu denediler. Son olarak da direnmeyi, açlık grevi ve ölüm orucu
yapmayı seçtiler. İki meslektaşımız, Ebru ve Aytaç, adil yargılanma talebiyle
günlerce sürdürdükleri açlık grevi eylemini 5 Nisan 2020’de ölüm orucuna
çevirdiler. Talepleri sadece adil yargılanmaktı. Hukukun uygulanmasını,
yasalara ve hukuka uygun adil bir yargılanma yapılmasını istediler. Bunun için
yüzlerce gün aç kalarak direndiler.
Siyasi iktidarın açık baskısı altındaki mahkemeler ve
Yargıtay, meslektaşlarımızın haklı taleplerini yerine getirmeyerek ortaya çıkan
hukuksuzluğun, adaletsizliğin devam etmesine neden oldular. Bunun sonucundadır
ki, meslektaşımız Ebru Timtik 27 Ağustos 2020’de, adil yargılanma talebiyle
başlattığı ölüm orucu direnişinin 238. Gününde ölümsüzleşti. Aytaç Ünsal ise 3
Eylül 2020’de, Yargıtay’ın temyiz incelemesinin ardından verdiği kararla,
cezasının infazı iyileşinceye kadar ertelenerek tahliye edildi. Aynı kararda
Yargıtay, davanın esasına dair hiçbir çelişkili konuya, meslektaşlarımızın ve
avukatlarının ileri sürdükleri hiçbir hukuka aykırılık iddiasına cevap vermeden
meslektaşlarımıza verilen hukuka aykırı cezaların da onaylanmasına karar verdi.
Yargıtay, verdiği bu kararla hem Türkiye’deki iç hukuk
düzenlemelerini (Anayasa, Ceza Muhakemesi Kanunu vb.) hem de İnsan Hakları
Avrupa Sözleşmesi’ni, bu konuda hiçbir tereddüt duymadan, yok saymış ve
hukuksuzluğun, adaletsizliğin devamına karar vermiştir. Bu kararın da AKP
hükümetinin baskısı altında verilmiş bir karar olduğu açıktır.
Yargıtay’ın bu kararıyla birlikte, halen tutuklu 9
meslektaşımız hakkındaki olağan yargılama süreci tamamlanmış ve dava süresince
yaşanan hukuka aykırılıkların tespiti talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel
başvuruda bulunulmuştur. Dosya bireyse başvuru taleplerinin incelenmesi
amacıyla halen Anayasa Mahkemesi önündedir.
“Demokratik hukuk
devleti” ve bununla bağlı ilkelerin koruyucusu olduğu iddia edilen Anayasa
Mahkemesi, kendisinden önceki yerel mahkeme, istinaf mahkemesi ve Yargıtay
önündeki yargılama süreçlerinden farklı olarak siyasi iktidarın baskısından
uzak ve hukukun gereklerine uygun bir karar vermeli, adil yargılanma hakkını
yeniden sağlamalı ve tutuklu meslektaşlarımızın tahliyesinin yolunu açmalıdır.
Bu çağrımız meslektaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın
canlarıyla savundukları adaleti ve adil yargılanma hakkını savunan, onların
sesine kulak veren tüm meslektaşlarımıza, tüm barolara ve hukuk örgütlerinedir.
Tutsak meslektaşlarımızla dayanışmayı yükseltelim, üç yılı aşkın süredir hukuka
aykırı şekilde tutulan meslektaşlarımızın özgürlüğü için birlikte mücadele
edelim.
Bulunduğumuz her yerden tek tek ve birlikte yapacağımız her
türlü eylem ve etkinlikle Anayasa Mahkemesi’ni hukuku uygulamaya,
meslektaşlarımızın tahliyesini sağlamaya davet edelim.
Anayasa Mahkemesi Hukuku Uygulasın!
Adil Yargılanma Hakkı Sağlansın!
Tutsak Avukatlara Özgürlük!
HHB Enternasyonal Büro
Halkın Avukatlarına ve Siyasi Tutsaklara Özgürlük
İnisiyatifi olarak, Türkiye Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) bekleyen dava ile
ilgili HHB-Enternasyonal Bürosu açıklamanın Almancası kısa bir çağrı metin ile
birlikte birçok Avrupalı hukukçular ve milletvekiline gönderildi.
Sayın Bayanlar ve Beyler
Size Halkın Hukuk Bürosu -Enternasyonal Bürosu'nun
açıklamasını iletmek istiyorum. Söz konusu açıklama; bir kez daha tutsak
avukatlarla ilgili Türkiye AYM'nin kararının önemine dikkat çekiyor.
Tüm alt mahkemelerde adaletsizlik ve yasaya aykırılık söz konusu
olmuştur. Siyasi iktidar tarafından yönlendirilmiş olan bu skandal kararlar bir
avukatın ölümüne sebep olmuş, Avukat Aytaç Ünsal için ağır sonuçlar getirmiş ve
avukat mesleğine yönelik onlarca yıl hapis cezalarıyla sonuçlanmıştır, yani
hukuk düzeninin tamamıyla parçalanmasına neden olmuştur.
Bundan böyle artık adil davalar beklenebilir mi?
Ebru Timtik’le ölüm orucu yapan ve sonradan ciddi sağlık
sorunları yaşayan Avukat Aytaç Ünsal, tedavisi bitmeden yeniden tutuklanmıştır
ve tutsak koşullarında gerekli tedavisi engellenmektedir. Kendisine gerekli
Vitamin B verilmiyor. Sınır sistemi zedelenmiştir. Sanırız, bu konuda bilginiz
vardır.
Dolaysıyla, ilave edilen açıklamadan yola çıkarak konuyu
yeniden kamuoyuna taşıyarak bu mesajı özellikle de Anayasa Mahkemesine ve
basına duyurarak çok önemli olduğunu düşünüyoruz.