1 mayıs açıklamalar adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya bağcılar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa belçika belgesel beşiktaş beykoz boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri çağlayan çanakkale çayan çayan mahallesi çekmece çerkezköy dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler FOSEM Fransa galatasaray gazi Gebze gençlik gerilla giresun gözaltı grup yorum gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet Hacıahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda Isparta idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere İngiltere istanbul isveç isviçre İsviçre işçi meclisi italya izmir kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kınık kıraç kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba küçükçekmece kültür sanat kütahya lubnan malatya maltepe Maraş mardin Mektuplarımızla Tecriti Kıralım mersin muğla Muharrem Karataş munzur nurtepe okmeydanı ortaköy ömürtepe örnektepe piknik Polonya radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma Sevgi Erdoğan Vefa Evi siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler şiir şiirler şişli taksim tavır dergisi TAYAD tekirdağ tiyatro Tokat trabzon tuzla türkiye UTMP videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi Zürich

HHB Enternasyonal Büro: Tutuklu Avukatlar İçin Avrupa'daki Meslektaşlarına ve Milletvekillerine Çağrı

Tutuklu Avukatlar İçin Avrupa'daki Meslektaşlarına ve Milletvekillerine Çağrı

Türkiyeli Meslektaşlarımız Hala Tutsak Hukuksuzluk, Adaletsizlik Hala Sürüyor…

Anayasa Mahkemesi Hukuku Uygulasın, Tutsak Avukatlar Serbest Bırakılsın!

Türkiyeli iki avukat, iki meslektaşımız, Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal hayatlarını ortaya koyarak bir gerçeği, Türkiye’de hukukun ve adil yargılanmanın olmadığı gerçeğini duyurmaya çalıştılar. Ebru canını, Aytaç ise sağlığını feda etti bunun için.

Ebru ve Aytaç, diğer 15 meslektaşlarıyla birlikte tutuklu olarak yargılandıkları hukuka aykırı, adil olmayan bir yargılamayla 159 yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Dünyanın birçok yerinden meslektaşlarımız, barolar ve hukuk örgütleri bu hukuksuzluğa, adaletsizliğe tanıklık ettiler.

Hiçbir hukuk kuralına uyulmayan, gerçek anlamda bir siyasi intikam yargılaması olan bu dava, Türkiye tarihinin en önemli siyasi davalarından biri oldu. Siyasi iktidar başından sonuna kadar davanın her aşamasında açıkça müdahale etti. Davaya bakan hakimler ve savcılar üzerinde baskı kurdu, istediği gibi kararlar verilmesini sağladı.

Davanın ilk duruşmasında 17 avukatın tamamı tahliye edilmişti ancak tahliye kararı veren mahkeme, siyasi iktidarın açık baskısı ve tehditleri sonucu, 12 avukat hakkındaki tahliye kararını sadece 10 saat sonra kaldırarak tekrar tutuklama kararı verdi. Ancak siyasi iktidarın davaya müdahalesi o kadar açık ve pervasızdı ki, tekrar tutuklama kararı da hakimleri kurtarmaya yetmedi. Tahliye kararı veren hakimler, bu kararın bedelini, karardan sadece iki gün sonra görevden alınarak ödediler. Bu heyette yer alan mahkeme başkanı ve üyeler başka mahkemelere gönderilerek cezalandırıldılar. Görevden alınan hakimlerin yerine Akın Gürlek başkanlığındaki özel olarak seçilmiş bir heyet atandı.

Mahkemeye yeni atanan Akın Gürlek sıradan bir hakim değildi. O, bütün hukuk ilkelerini ve kurallarını yok sayan, bağımsız ve tarafsız bir hakimden çok siyasi iktidarın emir ve talimatlarına uygun hareket eden bir memur görevini üstlenen özel seçilmiş bir kişiydi. Yalnızca bu davada değil benzer nitelikli birçok davada verdiği hukuka aykırı kararlar da bunu göstermiştir.

İki meslektaşımız, halkın avukatları Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal işte bu nedenle, bu kadar aleni bir şekilde yaşanan hukuksuzluğa, adaletsizliğe boyun eğmediler. Kendilerine ve meslektaşlarına verilen hukuksuz cezalara karşı seslerini duyurabilmek ve tekrar özgürce avukatlık yapabilmek için birçok yolu denediler. Son olarak da direnmeyi, açlık grevi ve ölüm orucu yapmayı seçtiler. İki meslektaşımız, Ebru ve Aytaç, adil yargılanma talebiyle günlerce sürdürdükleri açlık grevi eylemini 5 Nisan 2020’de ölüm orucuna çevirdiler. Talepleri sadece adil yargılanmaktı. Hukukun uygulanmasını, yasalara ve hukuka uygun adil bir yargılanma yapılmasını istediler. Bunun için yüzlerce gün aç kalarak direndiler.

Siyasi iktidarın açık baskısı altındaki mahkemeler ve Yargıtay, meslektaşlarımızın haklı taleplerini yerine getirmeyerek ortaya çıkan hukuksuzluğun, adaletsizliğin devam etmesine neden oldular. Bunun sonucundadır ki, meslektaşımız Ebru Timtik 27 Ağustos 2020’de, adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucu direnişinin 238. Gününde ölümsüzleşti. Aytaç Ünsal ise 3 Eylül 2020’de, Yargıtay’ın temyiz incelemesinin ardından verdiği kararla, cezasının infazı iyileşinceye kadar ertelenerek tahliye edildi. Aynı kararda Yargıtay, davanın esasına dair hiçbir çelişkili konuya, meslektaşlarımızın ve avukatlarının ileri sürdükleri hiçbir hukuka aykırılık iddiasına cevap vermeden meslektaşlarımıza verilen hukuka aykırı cezaların da onaylanmasına karar verdi.

Yargıtay, verdiği bu kararla hem Türkiye’deki iç hukuk düzenlemelerini (Anayasa, Ceza Muhakemesi Kanunu vb.) hem de İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ni, bu konuda hiçbir tereddüt duymadan, yok saymış ve hukuksuzluğun, adaletsizliğin devamına karar vermiştir. Bu kararın da AKP hükümetinin baskısı altında verilmiş bir karar olduğu açıktır.

Yargıtay’ın bu kararıyla birlikte, halen tutuklu 9 meslektaşımız hakkındaki olağan yargılama süreci tamamlanmış ve dava süresince yaşanan hukuka aykırılıkların tespiti talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulmuştur. Dosya bireyse başvuru taleplerinin incelenmesi amacıyla halen Anayasa Mahkemesi önündedir.

 “Demokratik hukuk devleti” ve bununla bağlı ilkelerin koruyucusu olduğu iddia edilen Anayasa Mahkemesi, kendisinden önceki yerel mahkeme, istinaf mahkemesi ve Yargıtay önündeki yargılama süreçlerinden farklı olarak siyasi iktidarın baskısından uzak ve hukukun gereklerine uygun bir karar vermeli, adil yargılanma hakkını yeniden sağlamalı ve tutuklu meslektaşlarımızın tahliyesinin yolunu açmalıdır.

Bu çağrımız meslektaşlarımız Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın canlarıyla savundukları adaleti ve adil yargılanma hakkını savunan, onların sesine kulak veren tüm meslektaşlarımıza, tüm barolara ve hukuk örgütlerinedir. Tutsak meslektaşlarımızla dayanışmayı yükseltelim, üç yılı aşkın süredir hukuka aykırı şekilde tutulan meslektaşlarımızın özgürlüğü için birlikte mücadele edelim.

Bulunduğumuz her yerden tek tek ve birlikte yapacağımız her türlü eylem ve etkinlikle Anayasa Mahkemesi’ni hukuku uygulamaya, meslektaşlarımızın tahliyesini sağlamaya davet edelim.

Anayasa Mahkemesi Hukuku Uygulasın!

Adil Yargılanma Hakkı Sağlansın!

Tutsak Avukatlara Özgürlük!

HHB Enternasyonal Büro

Halkın Avukatlarına ve Siyasi Tutsaklara Özgürlük İnisiyatifi olarak, Türkiye Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) bekleyen dava ile ilgili HHB-Enternasyonal Bürosu açıklamanın Almancası kısa bir çağrı metin ile birlikte birçok Avrupalı hukukçular ve milletvekiline gönderildi. 

Sayın Bayanlar ve Beyler

Size Halkın Hukuk Bürosu -Enternasyonal Bürosu'nun açıklamasını iletmek istiyorum. Söz konusu açıklama; bir kez daha tutsak avukatlarla ilgili Türkiye AYM'nin kararının önemine dikkat çekiyor.

Tüm alt mahkemelerde adaletsizlik ve yasaya aykırılık söz konusu olmuştur. Siyasi iktidar tarafından yönlendirilmiş olan bu skandal kararlar bir avukatın ölümüne sebep olmuş, Avukat Aytaç Ünsal için ağır sonuçlar getirmiş ve avukat mesleğine yönelik onlarca yıl hapis cezalarıyla sonuçlanmıştır, yani hukuk düzeninin tamamıyla parçalanmasına neden olmuştur.

Bundan böyle artık adil davalar beklenebilir mi?

Ebru Timtik’le ölüm orucu yapan ve sonradan ciddi sağlık sorunları yaşayan Avukat Aytaç Ünsal, tedavisi bitmeden yeniden tutuklanmıştır ve tutsak koşullarında gerekli tedavisi engellenmektedir. Kendisine gerekli Vitamin B verilmiyor. Sınır sistemi zedelenmiştir. Sanırız, bu konuda bilginiz vardır.

Dolaysıyla, ilave edilen açıklamadan yola çıkarak konuyu yeniden kamuoyuna taşıyarak bu mesajı özellikle de Anayasa Mahkemesine ve basına duyurarak çok önemli olduğunu düşünüyoruz.



[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.