129 davalarında devrimci tutsaklar tarafından anlatılan her
bir örnek bizim, halkımızın yaşadığı gerçeklerdir. Ancak onlara şov olarak
bakanlar savaşları, bilgisayar oyunları gibi gören kafalardır. Bir tuşla
halkların üzerine bombalar atan silahlara sahip kafaların temsilcilerinin ebetteki
halkın acılarına üzülecek değerleri yoktur. Ortada yapılan bir şov varsa o da Duesseldorf
ta Almanya mahkemelerinin tarafsız bir yargılama yapılıyormuş gibi yapması ve
sıkıştığında sinirlenip gerçek yüzünü göstermesidir. Saygısız bir Talk Show
sunucu gibi davranan iddia savcısı her lafa girerek, her sözü keserek, komik
olmaya çalışırken rezil olduğunun farkında değil. Devrimci tutsaklarla, savunma
avukatlarıyla hatta davayı izlemeye gelen izleyicilerle uğraşan, neredeyse
gelen izleyicilere "terörist" diyen bir iddia savcısının bu davada
"tarafsız" "bağımsız" bakması mümkün değildir.
12 Temmuz 2023 Çarşamba günü görülen duruşmanın öğleden
sonraki bölümünde yine aynı davayla ilgili tutsakların tutuksuz yargılanmaları
talebiyle 117 gündür Süresiz Açlık Grevinde olan EDA DENİZ HAYDAROĞLU öğleden sonraki
bölümde söz alıp kısa bir konuşma yapmak isteyince konuşmasına engel olmak
isteyen mahkeme heyeti mikrofondan sürekli konuşarak, mahkemedeki polisleri
Eda'nın üzerine salarak tahammülsüzlüğünü gösterdi. Yetmedi, bütün dinleyenleri
dışarıya çıkarttı, Düsseldorf ta müdahale için destek kuvvetleri çağrıldı,
silahlı polisleri yığdı. İşte demokratlık buraya kadardı. Duruşmaların başından
beri duruşma heyeti "iyi polis", iddia savcılığı "kötü
polis" karakterini oynarken birden ezberleri bozuldu ve aynı tarafta
olduklarını gösterdiler. Duruşmalarda kendilerinde, devrimcilere her türlü sözü
söyleme yetkisi görenler, devrimcilerin söylemek istediklerini söylerken
"böyle konuşmanıza izin vermeyiz, şimdi izin verdik ama bir daha engel
oluruz" tehditleriyle mahkeme salonlarında bile devrimcileri "hizaya
getirme" peşindeler. Oysa devrimciler, hizaya gelmediğini her fırsatta
dile getiriyorlar. Sizin hukuksuz yargılamanızı kabul etmediklerini, eğer
devrimcileri böyle hapishaneye koyar yargılamaya kalkarsanız salonlarda da
sizin temsil ettiğiniz sınıfların suçlarının açıklanmasından korkmayacaksınız.
39 kiloda 117 gündür Açlık Grevinde olan ve tamda davayla
ilgili direniş yapan bir genç devrimcinin, Eda Deniz Haydaroğlu'nun yapacağı
kısacık konuşmanın karşısında onlarca polis aracı çağrıldı, gözaltı yapmakla
tehdit edildi. Korkunuz sanılandan büyük, tahammülsüzlüğünüz de o kadar büyük.
Nazi örgütlenmelerinde yer alanlar sokaklarda dolaşıyor, devrimci bir gazeteci,
devrimci bir sanatçı ve anti-faşist insan tutuklandı, bu kadar kalabalıkla
sahiplenilmesine, onlar için direniş yapılmasına tahammülsüz Almanya. Her
yaptıklarıyla gündem oluyor, teşhir oluyor ve saldırganlaşıyorlar. Dışarıda
"Yasaklı Grup Yorum şarkısını tespit etmek için dışarıda bütün duruşma
boyunca tercüman getirip, ellerine yasak olduğunu iddia ettikleri grup yorum
şarkılarının sözlerini tutuşturup bekletiyorlar. İçeride her fırsatta
konuşmaları küçümseyerek, her söze girerek müdahale ediyorlar, dinleyenleri
dışarıya atmakla tehdit ediyorlar. Ama adil bir yargılama söz konusu öyle mi?
Hayır öyle değil. Madem devrimcileri haksız yere yargılamak istiyorsunuz, o
zaman gerçeklerin söylenmesine razı olacaksınız! Ya da açıkça söyleyeceksiniz
gerçekte ne yapmak istediğinizi.
Bu durumda Şov yapanda, yalan söyleyende sizlersiniz. Şov
kültürü bize değil size aittir. Anadolu halklarının kültüründe türkü vardır,
kılam vardır, ağıt vardır, direniş vardır, destan vardır. Bunlarda sizin
emperyalizmin ve faşizmin yaptığı zorbalıkların, katliamların sonucunda
notalara döktükleri yaşanmışlıklardır. İşte Grup Yorum türküleri buradan
beslenir. Bizlere hakkımı aradığımız için, devrimci olduğumuz, devrimcilerin
cenazesine katıldığımız için, Grup Yorum üyesi olduğumuz, Konserlere
katıldığımız ve bu konserleri organize ettiğimiz için, Nişan yaptığımız,
demokratik faaliyetlere katıldığımız için davalar açıp tutuklayanlar, kriminalize
edenler sizlersiniz. Doğal olarak bizlerde kendimizi anlatacağız, tam da
yargılanmak istediğimiz yerden anlatacağız sizlere. Bizlere tahammül
edemeyenler, bizleri yargılamak isteyenlere elbette bir diyeceğimiz olacak.
Tutsakların konuşmalarına, savunmalarına tahammül
edeceksiniz!
Dışarıda Grup Yorum şarkıları dinlemeye tahammül
edeceksiniz!
Halkın devrimcileri sahiplenmesine tahammül edeceksiniz!
Faşist 129 yasalarına ve tutsak ettiğiniz devrimciler için
yapılan, tam da Adaletsizliğin birinci sorumlularından Adalet Bakanlığı önünde
yatıp kalkan Açlık Grevcilerine tahammül edecek, onların taleplerini
duyacaksınız! Gerekirse her gün değil, her saat bununla yüzleşeceksiniz.
Ve iddia savcılığı makamı, devrimci üsluplarından
vazgeçmeyen devrimcilerle nasıl konuşması gerektiğini de öğreneceksiniz!
Suçlu değil devrimciyiz! O nedenle de,
Yargılanan değil, yargılayan olacağız!
Bizleri içeride, dışarıda, kendi yasalarınıza bile uymayarak
açtığınız davalarla yıldıramazsınız! Direniyoruz, direneceğiz, Alman
emperyalizminin suçlarını teşhir etmeye devam edeceğiz. Türkülerimizle,
açlığımızla, savunmamızla, halkımızla, değerlerimizle direnmeye devam edeceğiz.
Özgül Emre, İhsan Cibelik, Serkan Küpeli Serbest Bırakılsın!
Süresiz Açlık Grevinin Talepleri Kabul Edilsin!
129 A-B Yasaları Kaldırılsın!
Devrimcilik Yapmak Suç Değil, Görevdir!
Adalet İstiyoruz, Alacağız!
Halkız Haklıyız Kazanacağız!