İlk sözü alan Özgül Emre heyet başkanının 'önce sizi
tanıyalım, sonra cam kafesi kaldırabiliriz' sözlerine yönelik konuştu; 'Mahkeme
heyeti cam kafes ile ilgili önce bizi tanımak istediğini defalarca vurguladı.
Peki tanımak nedir?
Bilimsel olarak tanımak somut bilgilere dayalıdır. Heyet
başkanı bizi tanımak için dosyamıza bakabilir. Ne var bizim dosyalarda?
Binlerce sayfada demokratik faaliyetlerden başka ne var? Burjuva hukukunu esas
alınca hangi biri suç sayılıyor? Dosyanın hiçbir yerinde işlediğimiz bir suçu
tespit edemezler. Veya gitsinler bizimle 13 aydır temasta olan hapishanelere ve
orada çalışan görevlilere sorsunlar. Hangi biriyle sorun yaşamışız? Bir
tartışma mı olmuş? Tanımaksa istedikleri, bizleri bu bilgiler üzerinden
tanıyabilirler. Asıl tanımayan biziz. Tanışmak karşılıklıdır. Asıl bizim sizi
tanımamız gerekiyor, asıl siz kendinizi bize tanıtmalısınız.'
Özgül Emre'nin konuşmasından sonra savunma cam kafesin
kaldırılması ile ilgili resmi dilekçe verdi. O dilekçe ile birlikte verilen ek
dilekçelerden sonra mahkeme heyeti 1 saatlik ara verdi.
Aradan sonra ise savcılık tarafından mahkemeye sunulmak
istenilen bir belge ile ilgili tartışıldı. Savcılık sunmak istediği belgeyi;
DHKP-C'nin ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğunu vurgulamak için sunmak
istiyordu. Savunma bu belgenin sunulmasının yasalara aykırı olduğunu, Türkçeden
Almancaya çevrildiği iddia edilen belgenin çeviri konusunda usul hatalar
barındırdığı tespit etmişti. NRW eyaletinin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
öngördüğü biçimde çevrilmediğini, çeviri işleminin şüpheli olduğunu öne sürdü.
İtiraz dilekçesi avukatlar tarafından okunurken mahkeme
heyeti bir telaşa kapıldı. Hakimler birbirlerine bakıp durdular, yasalara bakıp
savcılığın yaptığı hataya çözüm bulmaya çalıştılar.
Dilekçe okunduktan sonra savcı söz alıp söz konusu
belgelerin arasından bir tanesini öne sürüp çeviri işleminin doğru yapıldığını
iddia etti.
Hakimler; savcının yaptığı itiraza sevinir bir şekilde
onaylayıcı şekilde kafa salladılar, savcının belgeyi sunmasını
onaylayabilecekleri bir nokta bulunduğu için sevindiklerini
gizleyemediler. Savcıdan sonra hakimler
bir çember kurup dakikalarca aralarında konuştular. Savcının belgesini tespit
edilen usulsüzlüklere rağmen nasıl onaylayabileceklerini tartıştılar.
Avukat Meister; Savcının sunduğu belgenin, bugün herkes
tarafından güvenilirliği tartışılan bir büro tarafından çevrildiğini söyledi.
Ancak mahkeme heyeti kararı vermişti bile. Meister'in söylediklerini 'tamam,
not alınmıştır' şeklinde cevaplayıp savcının belgeyi sunmasını onayladı.
Yaklaşık 4 saat süren duruşmaya toplam 30 kişi katıldı.
Heyet başkanı tarafından okunan belge; DHKP-C kongre
raporundan alınan bir kır gerilla değerlendirme yazısıydı. Heyet başkanı,
yazıyı okuduktan sonra duruşmayı sonlandırdığını açıkladı. Bir sonraki duruşma
ise 11 Temmuz'da, saat 9:30'da yine aynı salonda olacak.
Faşist 129 Yasası Kaldırılsın Komitesi Olarak Tüm
Halkımıza Çağrımızdır!
11 ve 12 Temmuz 2023 tarihlerinde görülecek 4. ve 5. duruşmalara
kitlesel bir şekilde katılmamız gerekiyor. İlk 3 duruşmada gördüğümüz gibi,
daha henüz kanıt değerlendirme aşamasına gelinmeden keyfi kararlar başlamıştır.
Bu keyfiliklerin önünde engel olabilmek için, mahkeme heyetinin keyfi
kararlarını teşhir edebilmek için en kitlesel şekilde o mahkeme salonlarını
doldurmak zorundayız. Ayrıca cam kafes işkencesinin sürdürülmesi konusunda
karar açıklayacağını belirten mahkeme heyeti, bu kararını açıklarken halkımızı
karşısında bulmalıdır.
Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli gibi biz de cam
kafes işkencesini kabul etmeyeceğiz!
11 ve 12 Temmuz 2023 tarihlerinde, saat 9:30'ta
Düsseldorf'ta, Kappelweg 36 adresinde bulunan OLG mahkemesinde buluşalım.
Yargılanan Değil, Yargılayan Biz Olalım!
Özgül Emre, İhsan Cibelik ve Serkan Küpeli Onurumuzdur!
Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur!
Kahrolsun Almanya Emperyalizmi, Yaşasın Mücadelemiz!
Halkız Haklıyız Kazanacağız!
Faşist 129 Yasası Kaldırılsın Komitesi